Galiba kum, tuz ve su, çoğu zaman özlemlerin gömüldüğü an ve yer oluyor...
Şafakların peşinden koşuyorum, ardı ardına karşıladığım tan zamanının içinde nefes almanın da ayrıcalığını yaşıyorum…
Bu kaçıncı şafak zamanı ve ben kaç gün ardı doğan güneşi karşılıyorum yollarda?
Hangi anın peşinde ve kaç an zamanında daha uykusuz gözlerimin kapaklarını ovuşturacağım?
Kaç kızıl güneşi omuzlarımın tekinde zapt edeceğim aracımın motor sesinde karışıyor dudaklarımdan dökülen şarkının tınısı ve ben öksüzleşmiş bir ruh ile kendimce baş etmeye çalışırken, geçmişin acımasız kareleri düşüyor çoğu zaman ıslak gözlerimden…
Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
Devamını Oku
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken