Vay benim küheylan gönlüm vay
Boz kırlardan, sevda ovaları yeşerten
Dostluğa barışık, her güzele aşık
Benim dör nala koşan, küheylan gönlüm vay
Sögüt dalından ince, yücelerden yüce
Dünyaya baş kaldırır, sevince sevilince
Nedir bu hallerin, kime küskünlüğün.
Darğınlığın vefasızlığa, kahrın kahpeliklere’mi?
Bakma sen duvarlardaki takvimlere
Her sabah dökülür göz yaşları gibi
Birer birer ömrümüzden, aldırma
Çözümsüzlük’’te yaşamaya boş ver,
Uzaklarda kalan gençlğine’de yanma
Dönmez geri be küheylan gönlüm
Yanma sakın gücenme sen
Sen ne kahırlar taşıdın sırtında
Ne zülümler yaşadın sevgiden yana
Seneler önce başladı, sürgünü yoksulluğun
Binlerce kilometrelerce kahır yollarında
Hasret umutlarımı katık ettim
Aldım sazımı, bağlama düzenine
Başladım gürbet türkülerine
Almanyada ren nehrinde yüzdürdüm
Avusturyada alp dağlarında haykırdım
Macarda tunaya döktüm, taştı sular
Varna limanından kara denize aktımda
Marmaradan akdenize karıştım,
Yaaa…benim küheylan gönlüm
Çekmezse çileyi günüller
Yoğrulmazsa, kahır harcında sevdalar
Dert değirmeninde ögütülmese yürekler
Boş kalır'sa semaya açılan eller
Yerine gelmez sevgiye tutulan dilekler
Kayıt Tarihi : 2.1.2009 21:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!