(Seyfeddin Karahocagil'e ithaftır...)
Seçilince sağa-sola
Çatmayacaksın değil mi?
Seçenleri üç beş pula
Satmayacaksın değil mi?
Döndün seçmene yönünü
İyi hesap et sonunu
Onlar açınca önünü
Unutmayacaksın değil mi?
Mihnet ile pişen aşı
Eşi, dostu, arkadaşı,
Oy'u veren vatandaşı
Unutmayacaksın değil mi?
Senden hizmet bekleyeni
Seçilmeni isteyeni
Oy vereni, vermeyeni
Kucaklayacaksın değil mi?
Tefekkür et ince ince
Vatandaşın hali nice
Mart sonunda seçilince
Unutmayacaksın değil mi?
20 Mart 2009
Antalya
* * * * *
Dost Kalemlere teşekkür ederiz...
* * * * *
Hep başıboş koyvereni
Unuturum oy vereni
Sandık ile boy vereni
Unutmayacaksın değil mi? ......Türkiye Belediye Başkan Adayı- Osman Öcal
* * * * *
Köreltme ha vicdanını
Yok sayma ecdadını
Cebindeki cüzdanını
Doldurmayacaksın değil mi? .......Zaralı Turan Aslan
* * * * *
Demez isen senden benden.
Hakka razı herkes dünden.
Yutma sakın büyüğünden,
Yutmayacaksın değilmi? ..................Aşık Korhani
* * * * *
Meydanlarda nutuk attın
Rakibine yaman çattın
Vaadine vaad kattın
Unutmayacaksın değil mi? ..............Mücella Pakdemir
* * * * *
Nutuk çekip bunca nasa,
Güvenin etmeyin tasa.
Kendi lehinize yasa
Çıkarmayacaksınız değil mi? ...........Ahmet Ayaz
* * * * *
Yüreğine sağlık dostum. Çok yerinde ifadeler. Güzel olmuş, yüreğine sağlık. Bu hususta yazdığım bir yazıyı buraya eklemek istiyorum müsaadenizle..
GEÇMİŞ OLSUN!
Yılmaz Garip
Gazeteci-Şair-Yazar
[email protected]
Dünya nimetleri gelip geçicidir. Servetler, makamlar zamanla yer değiştirebilir. Bugünün zengini yarın fakir, yoksulu da yarın zengin olabilir. Makamlar da geçicidir. Kısacası dünya hayalden ibarettir. Keyif ve lezzetleri hep geçicidir. Nice zenginler, nice şöhret sahipleri, nice sultanlar bütün varlıklarını terk edip gittiler. Geride bir yığın iyi veya kötü eserler bıraktılar. Şüphe yok ki, iyi eser bırakanlar iyilikleri ile hatırlanır ve hep hayırla yad edilir. Dünyanın aldatıcı ve geçici keyif ve lezzetlerine aldananların hayır işlemesi çok güçtür. Mevki ve makam sahibi, ya da servet sahibi olan böyle kimselerin etrafında bir sürü dalkavuk ve şakşakçıları hiç eksik olmaz. Onların dümen suyu, kişinin hakikatleri görmesine perde olur. Bu perdenin aradan kalkması ve o kişinin hakikatleri görebilmesi için sahip olduğu makam ya da serveti elinden çıkması lazım. Ancak, o zaman da çok geç kalmış, iş işten geçmiş olur ki, etrafında ne bir seveni, ne de düştüğü yerden kaldıracak bir dost eli kalmamıştır artık. En ihtiyaçlı olduğu bir durumda yalnız kalmıştır.
Politikada da durum farklı değildir.
Milletvekilliğine veya belediye başkanlığına aday olursunuz. Seçilebilmek için türlü dil dökersiniz. El, etek öpersiniz. Çalışır, koşturur, çırpınırsınız. Seçim günü gelir, akşam olur, sandıklar açılır, sayımlar yapılır. İçiniz içinize sığmıyor, telefonlar, tebrikler başınızı döndürüyor. Seçilmişsiniz artık. Sizi gerçek sevenlerin makamınızda ziyaret veya telefonla arayarak tebrik ettikleri ve sevindikleri gibi, dalkavuklar da herkesten önce bizzat ziyaretinize gelerek ve telefonla arayarak sizi tebrik edeceklerdir. Hatta, etrafınızda bir sevgi yumağı (!) oluşturacaklardır. Bu yumağın içerisinde gerçek dostlarınız da bulunmak istese bile bulunamayacaktır, bulundurulmayacaktır. Çünkü bu dalkavuk kesim, iştah kabartan pastayı (!) kimseyle paylaşmaya tahammül etmemektedir. Etrafınızda pervane gibi dönerler. Sizi bir an olsun yalnız bırakmamak için ellerinden gelen bütün gayreti gösterirler. Artık gerçek dostlarınızın yerini çoktan almışlardır.
Ve siz!
Artık siz olmaktan yavaş yavaş sıyrılıp, onların dümen suyuna girmişsiniz. Sevenleriniz size her yaklaşmak istediğinde bu dalkavuklar duvarına çarpar ve geri döner. Birkaç başarısız denemeden sonra da, sizin onlardan koptuğunuz gibi, onlar da sizden koparlar. Artık yalnızsınız. Fakat, etrafınızdaki pervanelerin dalkavuklukları, şakşakları bu acı hakikati görmenizi engeller ve size yalnız kaldığınızı hissettirmezler. Bu sarhoşluk içerisinde günler, aylar ve yıllar su gibi akar gider.
Süre dolmuş ve yolun sonuna gelinmiştir. Acı hakikatle yüzleşmekten başka çare kalmamıştır. Çünkü, size verilen altından daha kıymetli olan süre içerisindeki eksiklerinizi, hata ve kusurlarınızı söyleyecek ve görmenize yardımcı olacak, belki de bir daha seçilmenize zemin oluşturacak gerçek dostlarınızdan uzak kaldınız. Bu çok kıymetli zaman sermayenizi, çevrenizdeki dalkavuklar arasında hor kullandınız. Belki, zaman zaman şu veya bu sebeple, hasbelkader karşılaştığınız dostlarınıza görünmedikleri için ayak üstü sitem bile etmişsinizdir. Ancak, onların samimi cevaplarını alabilecek imkanı, onlara tanımadığınızın farkında bile olamamışsınız. Gün gelmiş, o şaşaalı günler geçmiş ve artık yalnız kalmışsınız. Etrafınızda pervane olan insanlar da yok artık. Pişmanlık bütün benliğinizi sarmıştır.
Keşke yeniden başlayabilsem dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Geçmiş olsun!
Ha, onlar mı?
Yeni seçilecek kişinin etrafını sarmak için hazırlık yapmakla meşguller.
Yılmaz Garip
Gazeteci-Şair-Yazar
[email protected]
Kayıt Tarihi : 23.3.2009 06:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Adaylara ithaftır Bazı adaylar tuhaftır. Nasip olup seçilince Vatandaşı unuturlar. Boş sözlerle avuturlar Vaadlerle uyuturlar...

tam puan
ALLAH C.C. İMANLI, İZANLI VE MEMLEKETE HİZMET EDECEK İDARECİLER NASİP ETSİN.
100+ANTOLOJİ.
SAYGILARIMLA...
TÜM YORUMLAR (42)