Ana haykırırken sağ olsun vatan
Benim bu uğurda ölmem gerekir.
Vurulup gencecik Toprakta yatan
Şehidin ahdini almam gerekir.
İtibar etmeyip neden niçine
Meydan bırakmayıp elin piçine
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Konumuz vatansa ben de burdayım
Şehit olmak varsa hemen ordayım
Sanmayın dönüşü olan yerdeyim
Gelmezsem namerdim gelmem gerekir...
önce vatan dedik ve haykırdık,,vatanımıza uzanan eller kırılsın inşaallah,,birliği bereberliği bozan fitnelere mevlam fırsat vermesin verdirmesin inşaallah,,
gurbetten sılaya
selam ve dua ile...
Çok doğru söylüyorsun
Bunu böyle bilelim
Yeter artık vatanımdan
Hainleri silelim.
Yürekten kutluyorum.
Sevgilerimle
MEHMET ALİ ŞAHİN
Katili kahraman eden oldukça
Destekçi mecliste koltuk buldukça
Bahçelerde taze güller soldukça
Kin ile nefretle dolmam gerekir.
en çokta bu gidiyor insanın kahrına.
'Destekçi mecliste koltuk buldukça '
bence bunlar kürt vatandaşlarımızı temsil edeceğiz diye geliyorlar ama terörü temsil ediyorlar.
Kürt, türk ayrımı diye bir şey yok yurdumuzda sadece terör sorunu var.
bunu tüm halkın iyi bellemesi ve ona göre tutum alması gerekir.
son şehit verdiğimiz bir askerimizin abisi terörist çıktı.
Bur da şimdi ayrım nerede?
iki kardeşin biri vatan için canını verip şahadet mertebesine ererken, diğer kardeş vatana hainlik yapabiliyor.
burada suç kimde.
her iki kardeşi de aynı ana doğurdu, ikisi de aynı ortamda büyüdü.
biri “vatan namus demektir derken”,öbürü nasıl hainlik yapabiliyor?
buradan türk, kürt, fark etmez vatanımın tüm gençlerine sesleniyorum.
dolduruşa gelmeyin ve havasında, suyunda halen atalarımızın kurtuluş savaşında akıttıkları kanların kokusu olan bu vatana sahip çıkın.
şehitlerimize Allah'tan rahmet, tüm Türk halkınada başsağlığı diliyorum.
Üstadım yazdıklarınızın her harfine katılıyorum ve diyiyorum ki inançlı imanlı Türk gençliği bunların defterini dürecektir Allahın izniyle selam ve saygılarımla
Kutlarım Sayın Mahir bey. Çok anlamlı ve de yürek titreden bir çalışma.
Mürsel Adıgüzel
Böyle usta bir kalemden nöyle bir şiir beklenir elbet.Yapmamız gerekir bunları tabi bunları.Ama eli kolu bağlı bekliyoruz ne care...Mekanları cennet olsun,ALLAH rahmet eylesin..
kutluyorum yürekten tüm şehidlerimizi saygı ile anıyoruz.mısraların herbiri ayrı bir manidar ekinize yüreğinize sağlık. tam puan
YÜREĞİN SAĞ OLSUN ÜSTAD SAYGILARIMLA
çok güzel çok doğru yazmışsın üstad yüreğine ve kalemine sağlık
Düşmanlar bir olup kuyu kazarken
Boş bulup meydanı terör azarken
Mahir söyleyip de kalem yazarken
Döküp duyguları salmam gerekir
Saldıkça toplumsa bir yaraya ses oldunuz dost : )
Sevgili Mahir Dost, yüreğiniz eksik olmazsın : )
Sevgiyle
T.P
G ö k m e n
Bu şiir ile ilgili 80 tane yorum bulunmakta