1927- 25 Ağustos 2016
Vatan,
Isparta halısında bir gül
Ve Kütahya çinisinde
Ateşten bir laledir.
Vatan,
Hazar Gölü'nde şiirli bir akşam
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Vatan üsütüne o kadar çok şey yazılmış çizilmiştir ki ve öylesine geniş kapsamlı bir kavramdır ki onu salt bir arazi parçası veyahut coğrafi bir terim gibi görmek çok hafif kalır.Bölgesel bir takım güzelliklerden bahsetmek vatanı izaha yeterli değildir.Bu şiir için bu bağlamda Sinyali beyin belirttiği üzere şeklen şiir olsada duygu yönüyle ''İçselleştirme, özümleme, telifat yönünden oldukça sathi geldi gözüme.. '' şeklindeki tespit çok çok doğrudur.
Vatan bence en kısa ve en güzel ''VATAN BİZİM OLANDIR'' şeklinde tanımlanabilir.Bakınız bunun izahı nefis bir şiir.
İlleri var bizim il’e benzemez
İndim seyran ettim Firengistan’ı
İlleri var bizim il’e benzemez
Levin tutmuş goncaları açılmış
Gülleri var bizim güle benzemez
Göllerinde kuğuları yüzüşür
Meşesinde sığınları böğrüşür
Gezelleri şarkı söyler çağrışır
Dilleri var bizim dile benzemez
Seyr edüben gelir Karadeniz’i
Kanları yok sarı sarı benizi
Öğün etmiş kara etli domuzu
Dinleri var bizim dine benzemez
Akılları yoktur küfre uyarlar
İmanları yoktur cana kıyarlar
Başlarına siyah şapka giyerler
Beyleri var bizim beye benzemez
Karac’oğlan eydür dosta darılmaz
Hasta oldum hatırcığım sorulmaz
Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz
İlleri var bizim il’e benzemez
Karacaoğlan
Köşenin tüm takipçilerine ve emeği geçenlere saygılar sunuyorum.
Her sokak boyunca, gözümüzün önünde, her köşe başında, yaşamın odağında, onsuz hayat; yemek ve içmek mümkün değil, kimisi göktelen ve kimisi cami altında çağdaş adında dahi varlar.. Neden bahsediyorum ..süper marketlerden.. Yani süper marketlerin bu gelişmesini, o eskiden küçük işletmeci olarak ailesinin, çoluk çocuğunun aşını, kitap parasını karşılayan bakkal dükkanlarının, manvaların yok oluşuna bağlarsak... Süper market yaratıcıları, patronları, yiyicikleri, menfatcileri: “Kardeşim niye alay ediyorsunuz alın terimizle para kazanıyoruz..insanın ekmeğiyle alay edilir mi? Diyecekler...Böyle gerçek dışı beyan verilirmi..” falan ..filan gazeli okuyacaklar...Kralcıdan daha da kral olacaklar...
Sayın efendi, ne alayı?! Olay kara mizah boyutuna erdi. Yurdun gerçeğini; hem ticarette..hem sosyal yaşamda..hem dinde..hem eğitimde ve sair bakın gerçekler gözönünde, gerçekler cüzdanlarda, gerçekler gecekondularda, oy satıp-almalarda/karaborsada, mahalle baskılarında...
Biz gerçeği var olan gözle görülen ve ayrıca verilen verilerle kanıtlıyoruz..Siz cebinizde..cennet hayalinizde..hemen gerçeği vurgulayanı ya hapiste..ya bizimle inacımızla .alay eder boyutunda kem küm ediyorsunuz...sahte kurgular, hayali suçlamalar.. Yok bunlar hiç gerçek olur mu; Amarikan mafaya türü dizi izliyoruz?
.......
Sizleri sahip olduğunuz aklınız ve Allahımız korusun..
Sizi gidi düzen dalkavukları, gizli imamları sizi..
Durduramadığınız insan aklı..özgürlüğü..vicdanı..ve gerçekler ile dogasal insanın, toplumun gelişmesi daha da insana yakışır yaşam devem ediyor..Ortacağ zihniyetinde gidişat/büyüme ve popülist/sanal gibi gelen yaşam sadaka toplumunun bittiği yere kadar.. Ondan sonra paldır küldür gömülecek çöplüge.. İnsan olarak vicdanı yüreğinde bunu görür ve bunları dile gelirim.. Çünkü halkın insan yürekli bir ferdiyim.. Ne sadaka yerim ne de onurumu düzenden yana şiir olsa da feda ederim.
Saygıyla..
sevgili Kaya;
mesaj pencereniz kapalı olduğu için,buradan teşekkür ediyorum size.
selam ve sevgiyle....
sevgili Ahmet Erdem;
söylediğim her şey doğrudur...isterseniz gelin buraya,siz de gözlerinizle görün doğrularımızı..ne dersiniz?
selam,saygı,sevgiler size...
Tayyibe hanım,siz köy enstitüsü mezunumusunuz??? Sadece sordum:)
sayın Nahir Sayın demiş ki; falanca ülkelerde sağlık kuruluşları şu kadar,din kuruluşları bu kadar...istastiksel olarak da ortaya koymuş bunu...durumun ülkemizde tam tersi olduğunu vurgulamış ki, tamamen hak veriyorum kendisine...ayrıca da teşekkür ediyorum.
daha sonra da kendimce bir şeyler yazmak istiyorum bu konu üzerine...korkmayın canım,iyi şeyler yazacağım billahi:)))örneğin diyeceğim ki; bizim ülke insanları yaptığı dualar sonucunda hasta falan olmuyorlar!...hepimiz sapasağlamız,hepimiz kanlı-canlı!..bu yüzden öyle hastaneye,sağlık kuruluşuna,doktora falan ihtiyacımız yok! yeter ki üç-beş evin olduğu yerde bile cami olsun!...gideriz oraya,ederiz duamızı,hasta masta olmayız!..Allah baba her bir şeyi verir bize; yaşar gideriz,bundan iyisi can sağlığı!..
okullarla-camileri karşılaştıralım bir de;ne dersiniz? mesela bizim kasabada 3 okul,13 cami var!..okullarda sıkış-tepiş öğrenci çokluğu,camilerde 3-5 kişi!..yayıl babam yayıl!..geçenlerde merak ettim,gidip dikizledim pencereden namaz kılanları..camide 4 kişi,kapmış birer köşeyi,ortalarında imam...
bu durumda öğrencilere yazık değil mi?
hiç sormayın ahvalimi
derdim başımı aşar
dünyaya 'dünyam' diyeli
ölüler yüzüme bakar!..
Nadr Sayın'a teşekkür ederek...depreştirdiği için derdimi!:))))
herkese saygı ve selamlar...
…şiirin atmosferindeki yolculuğumuz bugünde devam ediyor ama… ayaklarımız hala basıyor toprağına…niçin mi böyle söylüyorum…çünkü şiirinizin ayakları insanın sınırlı aklının ulaşabileceği bir frekansa sadece öyle sinyal gönderebilir..demekki ayaklarımızı çekeceğimiz bir an mutlaka gelecektir…evet..şiirin mis kokulu topraklarında yürüyoruz…yolumuz yağmur ormanlarına da ulaşacak…ama…o zamana kadar şiirin coğrafyasına bakmakta fayda var; …hangi dünyada…ve sınırlı toprakta ikamet ediyor ise şair…lokal bir şiir defterine ister istemez sahip olacaktır…biraz daha açarsak defterinin yapraklarını…yaşadığı ve suyunu içip ekmeğini yediği insanına..sonsuz kere borçludur…burada soru sormak ne kadar anlamsız ise…cevap beklemekte öyle…tartışmasız bir kuraldır bu….zaman size öyle resimler göstermeye başlarki…biraz daha net görmek istersiniz..ait olduğunuz hiyerarşinin…zayıf hafızalı insanına..neden zayıf…çünkü yaşam budur…unutulmak üzerine inşa edilmiştir…yaratanın sonsuz bir lütfudur da…menfaatler hep hortlamış vaziyettedir..çıkarı söz konusu olduğun da insanın…/işte! ...
Şair bu alanda varlığının anlamını anlayacaktır..hem de en acımasız…işkencelerine tabi tutulacaktır..zamanın kollarında/
…şiiriniz kendi notalarını yazmaya başlamış demektir…size sadece o sesleri oturtmak kalır…portelerine..komalarına diyez ve bemollerine..siz sadece müziğini duyarsınız…ama..duyulan müzik hep arızalıdır…dinleyenlerine…anahtarınız ne vakit doğru kapının kilidine oturur..işte o vakit..gerçek şiir ellerinizin çizgilerine dökülmeye başlar…bu coğrafyada..orada veya arka dağların sırtlarında…müziğiniz duyulmaya başlar…bu konu öylesine derin ve öylesine acıklıdır ki…cümle alemin duymasını istersiniz..siz şairsinizdir..bilselerde bilmeselerde…dediğim gibi bu konu sonsuz bir alış…verişin…tam orta yeridir..orda iseniz ve doğru yere odaklanmış iseniz yollarımız mutlaka kesişecektir…ama bu cuğrafya..ne görebildiğiniz kadardır..ne de duyup…koşabildiğiniz kadardır…derin bir denizde yönünüzü hep doğuya çevirerek başlayan uzun bir yolculuktur…(devam edecek) saygılarımla
'Hiçbir sıfat üstüne tam oturmadı
Ürkek miydi kararlı ya da saldırgan'
Gülten Akın.
'Kendisi muhtaç himmet bir dede
kaldıki gayrıya himmet ede'
'Har içinde biten gonca gül'e minnet eylemem
Arabi Farisi bilmem dile minnet eylemem
Dosdoğru bir yol üzere gözetirim yolumu
Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem'
Seyyid Nesimi.
'içine sığmayacak hiçbir şey yoktur'
demiş sekizincirenk..çok doğru..iyi işte sığmadık biz de!...
ah şiir,nelere kaadirsin sen....
saygılar herkese....
Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta