Uzun orak tırnaklı
Vatan hasreti
Parçaladın içimi
Koynundayken kızdığım
Her şeyi
Abu hayatmış, vatanımın çilesi
Getir rüzgar
Elvanların, Eliflerin misini
Ana baba yar
Sende saklı
Onlardan bile geçtim
Tek senin suyunu içip
Toprağıma yüz süreyim
Nazlı Alımı dalgalanırken göreyim
Kırda bayırda
Yörük güllerini, dağ çileklerini
Dereyim
Ah bir kavuşsam sana
Söz etmem belana
Bizim oraların
Keçileri, koyunları bile
Bir başka
Serseri savsak dağılır her yana
İnsanı gibi başlarına buyruklar ya
Dik başlıyız, özgürüz toprağımızda
Her daim kızar, söylenir
Çoğu zamanda vurdum duymazıs ama…
El yurdunda
Sana insanıma, en ufak aşağılamada
Ruhumda şaha kalkar
Atalarım toprağım
Her ne kadar, duyarsız dursam da
Bir Yunus, bir Mevlana mısralarında
Fırtınalar, alaboralar başımda
Toprağım, hasretine yandığım
Nankör oldum, geçmişimi unuttum
İnan çoğu zaman gafletle uyudum
Hatta boynuma urgan vurdurdum
Derlerse
Gel veriver toprağını
İşte o an beynimden vurulurum
Biz bir cüce, oluruz binlerce Deli Dumrul
Zincirle baş eğik, sefa haram el yurdunda
Beyaz kefenlere bürünür giriveririz sıcak koynuna
Vatanım selam sana
Kayıt Tarihi : 19.1.2005 11:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)