Başının üstüne diktiğinizde
Haraboldu yazın mezar taşına
Bırakıp; el ayak çektiğinizde
Hasret gitti yazın gönül kuşuna
Yaratandan davetiye gelince
Melekülmevt el atacak kulunca
Vade dolup ecel canı alınca
Feveran eylemek gitmez hoşuna
Lôkmayla boğazı edersi savaş
Sıkboğaz olurum, olsana yavaş
Ekmeğine katık soğandı bir baş
Su içerken taş değerdi dişine
Bahtı kara idi gülmedi bir gün
Ömrünü tüketti akıldan sürgün
Ümidle aradı taradı her gün
Soramadı gölge arkadaşına
Tasavvuf izinde seyran ederken
İlmü ledün ummanına giderken
Akıl çobanıyla nefsi güderken
Çok acayip işler geldi başına
Hakı; yasalarla kıstırdığında
Bu imânsız sistem bastırdığında
Uyku gâlip gelip susturduğunda
Girerlerdi dervişânlar düşüne
Düzeni fitneyken bozuk zamanda
Bitler cirit oynarlarken imânda
Tağutlare eder iken kumanda
Soğuk su katıldı pişmiş aşına
Doğduğu köyünde huzur bulmadı
Bir bardak su bile hazır bulmadı
Çileye mazaret, özür bulmadı
Kan karıştı gözlerinin yaşına
Ne ana ne baba ne de akraba
Sılai rahm vuslatıyla makrebe
Selâm verse dönerlerdi akrebe
İlkbaharı döndürdüler kışına
Hem akıllı hemde deli dediler
Arifân Şuara velî dediler
Turnalar ceylânlar meftûn idiler
Elâ gözlerine karakaşına
Ülkü davâsıydı, taviz vermezdi *
Nefsinden mâ’ada suçlu görmezdi
Filôzofun bile aklı ermezdi
Âşık Mehmed İSLÂMİ’nin işine
* ÜLKÜ: İSLÂMİYET= İlâ-yı Kelimetullâhdır
Mehmet İslamiKayıt Tarihi : 13.3.2022 23:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!