Bırakıyorum eski kitaplarımı, toplanmış
dünyanın her bir köşesine, tapınılmışlar
o görkemli dizgesinde,
Amerika’nın yeni şairlerine,
onlara, kabaca durdurulmuş dokuma tezgahında
yarının manifestosunu dokuyacaklara.
Ölmüş oduncunun ve maden işçisinin kaba yumrukları
dolaşık katedrali, bölünmüş mısır filizini
ve çayırlıklarımızı çeviren telleri temizleyecek
sayısız hayat oluştururken
doğmuş olacaklar.
Önceki cehennemlerde titresinler,
elmasları parçalayanlar, ve mısır tohumundan oluşan
şarkı dünyasını savunsunlar,
şahadet ağacından doğanları.
Zorbaların kemikleri üzerinden, ihanete uğramış
mirasımızdan çok ötelerde, yalnız yürüyen halkın
üstündeki özgür mekanında,
yazacaklar anlatıyı
uzun ve utku dolu acıların.
Sevsinler onlar da benim sevdiğim gibi. Manrique’imi,
Góngora’mı, Garcilaso’mu, Quevedo’mu:
dev nöbet yerleriydi onlar, platinden
zırhlar ve bana direnci öğreten
kar beyazı şeffaflık.
Tıpkı benim Lautrémont’um gibi
arasınlar kaygının veba evlerinde ağıtları.
Mayakovski’nin yanında görsünler
nasıl yükseldiğini yıldızın
ve onların ışıltısından nasıl doğduğunu başakların.
Pablo Neruda
Çeviren: İsmail Aksoy
'Evrensel Şarkı'dan
Kayıt Tarihi : 9.5.2006 16:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmail Aksoy](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/05/09/vasiyet-ii.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!