Vasiyet Şiiri - Hüdai Çakmak

Hüdai Çakmak
3

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Vasiyet

VASİYET

Ölünce kabrimi, derince kazın,
-Olursa- taşına, şunları yazın,
Kopuk bir teliydi, kırık bir sazın,
Dünyada bir anlık, tınlayıp gitti.

Günahı sevabı takıp boynuna
Girerken toprağın kara koynuna,
Yalan dünyaya dönüp sırtına
Yüzünü Allah’a çevirip gitti

Derdi ki; ölürken, yırtayım yorgan,
Mahrumlar kalayım, bir yudum sudan,
Yeter ki demesin, kimse ardımdan,
Ne kötü kişiydi, geberip gitti.


Yıllardır taşıdı, ömür yükünü,
Duymadı âlemin, ibret sözünü,
Alıp da dünyadan, kendi közünü,
Yanan ellerini, üfleyip gitti.

Her şey bir rüyaymış, her şey bir yalan,
Dür-i güherini, ettirdi talan.
Koca bir pişmanlık ardından kalan,
Boş geçen ömrüne dövünüp gitti.


Bilemedi nedir; rüzgar mı, yel mi?
Dağdan kopup gelen, azgın bir sel mi?
Avuçtan usulca, kayıp giden mi?
Hayatı son dem de, öğrenip gitti.

Dikkat ederdi çok, kulun hakkına,
Severdi Resulü, Allah aşkına,
Umup kavuşmayı, Yâr-ı dostuna,
Şu kara toprağa, sevinip gitti

. Ne yücedir Ya Rab uğrunda ölen,
Gözünü kırpmadan, canını veren,
Bir tutam ıshırdı, Mus’ab’a kefen,
O şanlı şehide imrenip gitti.

Hüdai Çakmak
Kayıt Tarihi : 11.7.2010 10:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hüdai Çakmak