istemem, tutmayın ellerimi
gün yüzü göstermeden kıyacaksanız baharıma
gönül verip sevmeyin de beni
saçlarıma dokunmadan yâr olacaksanız koynuma
varsın taçlandırılmasın doğurganlığım
istemem, ana demeyin bana
adımı acılara kardıktan sonra
taşımayın beni omuzlarınızda istemem
kurban verdikçe toprağa
dönecekse kucağım bir sunağa
paye biçip yüceltmeyin de beni sultanlığa
istemem, oturtmayın beni tahtlara
dikenli kaftan geçirdikten sonra sırtıma
o ki; kaşık düşmanı olmuşum
azla yetinip yutkunarak bir'i beş'e bölerken
o ki; elimin hamuru kurutulmuş
bir avuç bereketimle dünyayı doyuracakken
öküzünüzden önce olsa yerim sofranızda
ne fark eder
töre sadece bana işlemiş
günah bana namus bana
ben ölümlerden ölümlere yazılırken
teri tenimde soğutup zevki harman ederek
elinin kirini yıkamış ötekiler
ne fark eder
eksik etek diye savurmasanız beni kuytulara
çığlığımda boğulup yitip gittikten sonra karanlıklarda
adıma tellallar türemiş,
olur olmaz serpiştirip bedenimi vitrinlere
methiyeler dizmişler küf kokulu sözlerle
dişimin kovuğunu dolduramazken ben
sömürüldüğümce büyümüş küresel sermaye
istemem,
varsın anlam kazanmasam varlığım boyalı metinlerde
günler adamayın kimliğime, istemem
dört duvar arasında bırakıp beni boynum ilmekte
dem vurmayın özgürlüğümden
istemem; kuru alkışlara gebe sunta kürsülerde
hak hukuk adalet eşitlik diye övünerek
emeğimi kutsamayın sahte gösterilerle
beni bensiz anlatan ne varsa dünden bugüne
eğri bir dille ağıda çevirecekse türküleri
istemem, halayınıza da katmayın beni
bilmezsiniz ki
çiğdemdeki ezilmişliği olduğu kadar
en iyi yaşayan da anlayan da benim
kardelendeki direnmeyi
bilmezsiniz ki
koca bir dağdır yüreğim
başında dolansa da bulutlar
etekleri hep çiçekli
istemem; yoldaş olmayın bana
yürürüm ben tek başıma...
Kayıt Tarihi : 8.3.2008 09:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kımliğine yapıştırılan tüm yaftalara karşın; aklıyla fikriyle gücüyle sevgisiyle, daha adil daha eşit daha özgür daha barış içinde yaşanacak bir dünya yaratmak adına, emeğini hep üretimden hep paylaşımdan yana ortaya koyan ve bu yolda karşılaştığı tüm olumsuzluklara rağmen dimdik ayakta durarak hayata anlamlı izler düşüren bütün güzel yürekli kadınlara saygıyla...8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu ve anlamlı olsun...
SEN BÖYLESİN İŞTE
Desem ki
Havva ananın hainliğidir,
Seni bugün var eden;
Beni taşa tutarsın.
Desem ki
Havva Anamız
Yasaklara baş kaldıran ilk insan;
Desem ki
Ne insana, ne Allaha;
Ne de âdemin çamur olduğuna;
O bir tek şeye asi geldi;
Kula kulluğa Meleki Tavus’taki isyan.,
Beni lokma lokma yutarsın;
Götürüp,
Köle pazarında satarsın.
Desem ki
Boynuna madalya diye taktığın;
Adını şehirlere, sokaklara verdiğin;
Adına methiyeler düzdüğün;
Doğum, ölüm, bilmem ne yaptığı günü;
Hayırlarla, yortularla;
Adını salâvatlarla, bayramlarla andığın:
Yaşamında,
Hor, hakir gördüğün;
Yurdundan yuvasından sürdüğün;
Zindanlara attığın;
Yaşamı zehir zıkkım ettiğin;
Çarmıhlara gerip, çivilediğin;
O, asi,
O hain;
Desem ki onlar,
O günün sürüden ayrılan,
Asi güvercinleriydi.
Senin gibi zalime,
Senin zulmüne rağmen;
Kan içinde söylediğiyle,
Bu günün habercileriydi.
Desem ki onlar devrimin, değişimin;
Onlar tekerleğin, elektiriğin;
Ve ışığın öncüleriydi.
Beni kör kuyulara atarsın.
İşte sen böylesin;
Bir kere olsu düşünmezsin.
Asarsın, kesersin.
Böyle işte,
Bu kadar senin erkekliğin.
Paşaya eğil, padişaha eğil,
Ama bu senin adam değilliğin.
Bir değil, beş değil;
Kaç kere denemiş eşekliğin.
Boş ver be güzel dost,
Ey sevgili;
Sana hain demişler;
Cahil, zırdeli;
Uslanmaz asi;
Ne olur sanki.
Hainler değil mi ki yapan
Bunca devrimi, değişimi;
Bak, şu meydanda ki heykel;
Bir zamanın haini,
Evveliyatın kısılmayan sesi,
Değil mi ki uslanmayan asisi?
Sen ki
Heybeye torbaya girmeyen;
Sen ki Kotlanmış,
Ismarlanmış yaşamlara isyan eden,
Yola gelmeyen.
Sen ki
Korkuların içinden yürüyüp giden;
Alışılmışları, ezberleri hükümsüz kılan.
Tekrarları ters yüz eden,
İpe sapana gelmeyen sen,
Çula çuvala sığmayan sen;
Adam gibi adam,
Sapına kadar insan;
Torunun torbanın tutunduğu dalı.
Sen ki üretken;
Düzenin düzeltemediği;
Sen ki dökümlerin bozuk malı;
Sen ki cennetlere konulsa,
Kulluğun, kuralların asi çocuğu.
Sen ki Anadolu gibi,
Kısırlığa baş eğmeyen;
Değil Âdem’in,
Yedi kocanın zapt edemediği;
Tepeden tırnağa,
Baştan ayağa kadın;
Döl yatağında tohumlar çimlenen;
Sen ki
Dört mevsimi özgürce yaşayan;
Kolektif deliliklerin akıllısı;
Yağmadan, talandan geriye kalan.
Sen ki ilk asi, ilk deli.
Sen ki dünyalar güzeli,
Sen ki
Âdem’i dağlara düşüren sevgili.
Girme kalıpların içine;
Yeme, içme, giyme önerileni.
Aç kal, çıplak gez;
Susuzluktan yan, daha iyi.
Sen değil misin yaratan,
Arzı âlemde en güzeli?
Sen değil misin büyüten,
Yüreğinde en saf sevgiyi?
Sen ki rahminde büyüten,
En güzeli, en iyiyi.
Asi ol,
Günahkâr ol;
Ama kesmesin sesini
Korkuların efendisi.
Teslim almasın seni
Yaratılmışların iblisi.
MAHMUT NAZİK 04.05.2007 MERSİN
Nasıl yüce ve duygulu bir yürek bu...Susturulanların dili olmuşsunuz adeta... Gerçekleri bir bir sokmuşsunuz görmeyen gözlere...Duymayı unutmuş kulakların pası açıldı mı acaba?
Bir kadın yüreğindeki acıyı, kabullenişi ve başkaldırmayı, müthiş bir dille öyle anlatmışsınız ki, sizi saygıyla selamlıyorum...
Tebrikler...tebrikler... Halenur Kor
Tam puan
ilk değil kadın olmayı anlatman sonda olmayacak
düzen bu düzen oldukça çok çığlıklarımızı sen dile getireceksin .sözün bittiği yer kendi adıma işte bu ellerde kadın olmak böyle anlatılır cansınnnnn yüreğine kalemine sağlık
TÜM YORUMLAR (40)