anne bak yine bir güzdüz yerini akşama bir akşam yerini geceye bıraktı
güzdüze alıştım bir kalabalık bir telaşla öldürüyorum hasretini
akşamları ise bir yudum çaya bir sigara dumanına katıyorum seni
ama ah o kör zindan geceler yokmu
yokmu o zifiri karanlıktaki yalnızlığım çıldırtır beni
hıçkırıklarım, içli içi yutkunmam bozar sessizligimi
biliyorum bir evladın anasına olmaz hakkı
ama benim sana varsa bir hakkım helal etmem ana
borçlusun bana çocukluğumdaki sensiz geçen yıllarımı borçlusun
saçlarımı taramayışını,beni yıkamayışını, giydirmeyişini borçlusun
ardından ne yas tuttum nede karalar bağladım kaderim demedim
sen bana degişmez kaderimi borçlusun
sen benim için ölmedin ölemezsin ana ölemezsin
hatırlarmısın bana söz vermiştin kırmızı bir pabuç alacaktın kırmızı bir şapka
ama sen sözünde durmadın bana aldıklarını sen verecektin hani sen giydirecektin
biliyormusun daha yokluğunun ilk sabahı bir hemşire kapıyı çaldı
elinde büyükçe bir çanta vardı senden son kalanları bize getirdi
içini açıp senin kokunu içime çekecegim birşeyler aramaya başladım
o kadar anlayamadığım şeyler vardıki içinde
hemen o koca çantayı alan talan ettim şaka gibi sanki çantanın içinde seni bulacaktım
birilerinin sesi kulağıma fısıltı gibi geliyordu yapma yavrum yapma diyordu
sanki bir kabus gördüm birazdan sen beni uyaracaktın
sonra elime siyah bir poşet geçti içini açıp baktığımda dünya başıma yıkıldı
bir kabus görmedigimi ve suratıma bir anda tokat gibi inen sensizligi hissettim
artık gelmeyecegini dönmeyecegini kabullendim
ne mi vardı içinde...
bir çift kırmızı pabuç ve kırmızı bir şapka
Kayıt Tarihi : 6.12.2007 01:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu şiirin hikayesi şiirin kendisinde saklı
TÜM YORUMLAR (1)