Kenar mahallenin,
varoş mektebin,
öğretmeniyim ben.
Soluk benizli,
ürkek duruşların,
tedirgin bakışların,
sırrını irdeliyorum.
Usuldendir tanışmak.
Çocuklar,
ben, falan filan,
yani öğretmen.
Ya siz.
Sınıf sesiz ve cesaretsiz,
ortak cevaba hazırlanıyordu.
Yanakları besinsizlik kokuyordu.
Gözleri verem bakışlıydı.
Kaşları çakmak gibi çakılmıştı.
Hayalleri kör kuyuda kaybolmuştu.
Ben sabırsız,
sınıf sessiz,
tanışma faslını bekliyorduk.
Remziye, Sakine, Emrah
sorumuz baba mesleği.
Gözleri iri iri,
Bana bakıyorlar öfkeli.
Tökezleniyor dilleri,
Islak görünüyor göz pınarları.
Utangaç bakışlıdır varoş çiçekleri.
Çekingen sözcüklü, çetin cevap,
artarda mısır gibi patladı.
Öğretmenim,
babam serbest meslekten.
Dona kaldım oradan,
babalar,
fabrikatör, tüccar falan filan mı?
Hayır hayır bir yanlışlık olmalı.
Parmağı çoraptan, mahpushane kaçkını.
Pabucu dama atılmış,bir terlik gezgini.
Urbası yaralı,derviş duruşlu.
Bir yanlışlık olmalı,
gözlerim beni yanıltmış olmasın.
Eşeledim serbest vuruşlarını,
süzdüm sırça bakışlı gözlerini,
serbest vuruşun neresinde durur babaları.
Fabrikatör mü?
Tüccar mı?
avukat, eczacı falan filan mı?
Gülümsedi arka sırada Ayhan,
işçi pazarında kalır babamız.
İster inan, ister inanma.
Temizliğe gider benim anam.
Çoğu benim gibidir öğretmen.
Kestim dilimi,
eğdim başımı.
Sözcükler boğazımda düğümlendi.
Zil çaldı.
Çocuklar boynunu eğdi.
Dersimiz yarım kaldı.
Herkes evine döndü.
Ben dona kalmışım oradan.
Kayıt Tarihi : 25.12.2008 20:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!