Gece zeytin topladık, ay karaydı, yıldızlar yoktu, deniz zeytinliğe bıraktı dağılmış ruhumu. Uzakta mezar yazıtlarından esiyordu kırmızı yel. Bana ölümü ve dirimi düşündürüyordu. Çok sevdiğim gelincik tarlalarında uyumak, bir daha uyanmamak geçiyordu içimden. Buluttan seleler zeytinlerle dolduğunda acı çeken yel gibi geçiyordum dünyadan. Bir ağaçla konuşmak, bir kuşla uçmak hafifletmiyordu acımı, varoluşun ezik çarıklarıydım.
Bıçak soksan gölgeme,
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Devamını Oku
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!