Büründüm bu gece yine
Buruk bir şarap tadı yalnızlığına
Sarhoş ettim kederimi
Yarınların özgürlük özlemiyle
Bilinmez bir acı ağrısı kursağımda
Ağlaşan ezgiler “barış” diye kulaklarımda
Kulaklarımda bana der “ Hele sor barış ne ki? ” diye
Barış
Sevda dizeleriymiş, dilden dile gezmiş
Barış
Özgür kalkabilmesiymiş, çam diplerinde ölesiye sızmışların
Barış
Açları doyurduğu anmış, ocakta tüten tatsız kokuların
Barış
Zorun seçilmesi gerekliliğiymiş, kuru böğürlere iki sıkmak yerine
Kolay değil midir dedim içimdeki şeye?
Ulaşmaya çalışmaktansa güneşe
Koca bir güneş almak avuç içlerine
Ve dedi ki;
“Şimdi acıdım sana
Sen
Varlığın yoksul insanı…”
Kızdım, bana bunu diyen içimdekine
“Ben, burda durmam artık giderim” dedim
“Nere gidersin? ” dedi
“Bana, bir yaprak birde kara çubuk verecek her yere” dedim
“Uğurlar olsun” dedi…
13/12/2014
Erdal KeskinKayıt Tarihi : 13.12.2014 23:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!