Varlığına Yokluğuna Eyvallah

Sevdalar eskidendi..
Bedenlerden önce yürekler tanışırdı,
Ve o yürekten başka bir yüreğe,
Ne beden nede yürek taşınmazdı..
Yani gözüm kısacası,
Öyle seni çok seviyorum demekle sevda yaşanmaz..!
Zaten sevda dediğinde dilde olmaz ...
Mesela,
Gecenin en parlak yıldızını ona benzetmek,
Hayalini karanlığa çizmek,
Hatta ,
Onu görebilmek için karanlıklara yürümektir...
Yani gözüm kısacası,
Sevdalı olmak yürekli olmaktır...
Karşılık beklemeden sevmeli ,
O seviyor diye sevmemeli sin..
O gelmeden gitmeli,
Onu güldürebilmek için emek vermeli,
Ağlıyorsa göz yaşını silmeli,
Acılarını omuzlayabilmelisin...
Yani gözüm kısacası,
Sevda uğruna emek vermelisin..
Sevda dediğin dile sakız edilmemeli,
Zoru görünce mesafeleri bahane edip vazgeçmemeli,
İki yürek arasında nefes olmalı,
İki bedende nefs olmamalı...
Namus kavramı sadece kadına mahsus değildir..!
Yani gözüm kısacası,
Dokunduğuna namus gözüyle bakıp,
O namus uğruna nefes almaktır sevda...
Her gece koynuna almak değildir..!
Her sabah aynı yürekte uyanmaktır sevda...
Güneş tutulması misali,
Yılda bir gününe razı olmak,
Ve bütün yılı o bir güne kurban etmek,
Bir tek ona tutulmaktır sevda ...
Mum olmayı göze almaktır sevda..
Kendini karanlıkta bırakıp onu aydınlatmak,
Bir tek ona yanıp onda sönmek tir..
Yani gözüm kısacası,
Onun aydınlığıyla aydınlanmaktır sevda..
Varlığına şükretmek,
Yokluğuna yenilmemektir..
Edepsizce sevişme hayallerine kurban olup nefsine yenilmemeli sin ..
Edebinle düşünüp edebinle sevmektir..
Yani gözüm kısacası,
Utanmaktır sevda...
Sevda beklemektir hiç gelmese de..
Sevda göz yaşı dökmektir ağlamasını bilene..
Sevda ölmektir can katmasını bilene..
Sevda dört mevsim misalidir,
Yani gözüm kısacası,
Yazına kışına baharına,
Varlığına da yokluğuna da eyvallah...