Varlığımı Yokluğunla Zedeleyen1

Mustafa Yılmaz 4
765

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Varlığımı Yokluğunla Zedeleyen1

Biz hayatı sollayanlardan mıydık,
yoksa
sağlayanlardan mıydık?

Neden benim gecelerim uzun gelen sabahlara yoklukla uzanıyor?

Her şey bir sonda birleşiyordu…

Sevsek de, sevmesek de o son belki de çok yakındı…
Her şeyi içine kapayarak kayboluyordu…

Eksikler veya fazlalar eksik kalanlarla fazla gelip yük olanlar, ahhh çektirerek pişmanlık getiren eksikler.
Sadece ansızın bir sonla birleşiyordu…
Bekleyişler ve de arzular hepsi tek kelimelik bir sonda birleşiyordu…
Biz neresindeydik ve neresine kadar var kalacaktık?
Acımasızlık ve beklentisizlik, aslolan arzular, her yaşam bir noktada başlayıp, kavisli bir çizgiyle devam edip, o son çizginin son noktasında bitiyordu…

Sevsek de, acısak da, acınsak da, buraya kadardı bu son dediğimiz…

Ölüm örülmüş üstüne bir yaşamın ki, sen bu ağın merkezindesin deriz sevdiğimiz o iki göze…

Gecelerimizi uzun sabahlara gömen, gündüzleri can yakan sayıklamalarımı dilimden düşüren,
varlığımı yokluğunla zedeleyen, bir kış ayazısın omuzlarımda…

Sana yalvarmayışlarım bu aşkta bir utanç değil benim için…

Sevmek kurallarına göre yaşanırsa varlığında bırakır,
seveni…
Riya…
Yalan…
Ve
İhanet,
gözaçıp kapayıncaya kadar sonunu kendi getirir…
Her son tükenmeyen gözyaşlarına dönüşür… Artık haklıydı veya haksızdı demek, sadece gözyaşlarını silerken mırıldanmaya dönüşür…
İhanetin intikama uzantısıdır ki hayatları dar zamanlara sokar…

İntikam peşinde koşan bir ruhtur ki ihanetin bedelini öder…
Ve
yaşam ihanetin bedelini ödetirken yılları ardında doyumsuzca tutar, intikam hisleriyle…

Kurtuluş sükut huzuru aramakla geçer…
Veya
intikam ihanetin kınına sokmakla biter…
bu da
vazgeçmek demektir geçmişin peşinden koşmaktan…

Ateş toplarını geçmişin gizemine gömmek belki de ruhu huzura sokar ve her şey gecenin ıssız karanlığına bırakılarak gizemi saklanır…

Her çok sevilen aşk yara alır ki bilemedin sen...

Önce bir hoşgeldin...
Sonra bir hoşçakal...
Kırık dökük bir kaç damla gözyaşı ve ardından binlerce kelimeyle yüzüm gülmedi senle aşk... Yazıları...
Hayat bir köstebek çukuru sanki her gün eğrile böğrüle içinde daraldığımız...

Bir masal olsa biterdi...
Bir şarkı olsa sığmazdık içine...
Bir kıskançlık olsa dayanılmaz acılara dönerdi ki biz hep dışında kaldık...

Hasreti de vurdular...
Sadece yaralı sanki...
Sadece kıskanç sanki mutluluğa... Sana bana, kendine ki başka sansı da yoktu sanki...
Sanki intikamdı kendi kendine bereler açmaya...
Biraz masumluktan bahsedilir birazda riyadan
ama
uzantısı intikamdı riyanın son nefese...
Ve
sen o
uzantının içinden kaçacaksın ki yeter vurulduğun...

İçindeki çocukla baş başa kalacaksın ki biraz olsun çocuklaşacaksın...
Bu senin son şansın dahi olsa yapacaksın bunu...

Bu çocuk senden kaçan senin kadar çocuk ki çok vuruldu...
Hadi güldür onu...
Güldür ki gül sen de...
Hem sen hem diğer çocuklar da biraz gülsün ki,
ne dersin...
Önce aşktan özür dileyeceksin çok sevmenin bedeli olarak...
Her çok sevilen aşk yara alır ki bilemedin sen...
Belki de bilmek istemedin...
Belki de bilmemek için direndin...
İnandın, çünkü aşka her kaybeden gibi...
Sen de kaybederek kaybettiklerinden oldun haberin var mı...
Sana gelen mektuplardan haberin var mı...
Sevme bu kadar ve sevilme daha çok…
Bir gün ağlamamak için sevme bu kadar...

Hiçbir kadın…
Hiçbir adam…
Hiçbir aşk…
Hiçbir sevgi…
Var gücüyle, sımsıkı sarılarak, gözyaşları olmadan, mutluluk şiirleri yazarak, avazı çıktığı kadar,
“ben de sevdim” diyerek, aşkı omuz başlarından tutup, kollarının arasına çekerek, “ben bu aşkta mutluyum, varım” diyerek, ağlayarak kavga etmek için bile sevmek gerekirdi diyemedi… Belki de…

Hepsi bu...
Hayat bir gül ağacı değildi ki seni de kızartsın...
Donacaksın...
Rengin uçuk beyaz olacak ve güleceksin her kalem tutuşunda kırmızı mürekkebe...

Hadi unut sev kendini...
Sen de sevilenlerdensin...

Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 26.4.2010 11:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Yılmaz 4