Varıp Gareysar'a..91.
Varıp Gareysar'a bir fırın açsam,
"Asrî Fırın
Mustafa ve Cemâl Ekmekçi Kardeşler."
"Turpçudan" şehire göçmüşler.
Pişirsem Babamın ekmeklerinden,
Kesip tartıp kilo kilo satsam.
"Abacı Büklü Lokman " Ustanın pişirdiği gibi.
Tam kıvamında kızarmış yüzü, yanmamış dibi,
Yetmiş santim boyunda.
Elimi yine yakmadan sökütebilir miyim.
Vitrine iki boy alır.
Köylüler götürürler her iki omuzunda.
Geriye birkaç adet kalır.
Satır kadar bıçakla yine kesip kesip tartabilir miyim.
"Nuri ustanın " hergün işkembesini,
"Cido dayının" ayak paçasını,
"Kürt Hasan dayının" getirdiği koyun keçi kellesini,
Koskoca çanağı taşırmadan yağını yüzünü,
Kürekle fırına sürebilir miyim.
Çıkarsam fırından yayılan koku ile
"Coşkunla Mevlüt"gelip soyup kelle yeseler.
Şemsi Teyze " bi tene daha ver " deseler.
Parasını anama indirimli ödeseler;
Almasaydın ya ana diyebilir miyim.
"Nüfusçu Mehmet amcayla" "postacı Fikri abi ve Mesrur amcalar"
Dilimlerin de ortasından ortasından ver deseler,
Peksimetlere teşekkür etseler,
Başım öne eğip sevinir miyim.
Ben yaktıkça tepsilerini "Gülbahar anne";
Yine yapıp yapıp getirse,
Canın sağolsun Kemâlım dese.
O Müşfik gözlerine kafamı kaldırıp da bakabilir miyim.
Baskın yapar gibi girerdi fırına "Kara Güllü".
İhsan kardeşimi önce sever okşardı.
Koltuktan ver ekmeği koltuktan derdi.
Azarlaması bile gülerek tatlı dilli,
Gelecek diye bekleyebilir miyim.
Kızıl Sarman kedimi biri kaçırmış,
Taa Tamzara tepesinde Gedehora.
Şüphelenmiş söylememiş babam,
İki cuma iki salı aramış
Gelmemiş çarşıya pazara adam.
Sordum söylemedi adını
Gider köyde tutardım yakasını.
Bir gün yakalamış babam pazarda
Demiş "Nettiydin kediyi"?
Demiş "durduramadık kaçırdıydık kediyi."
Bir gün pes düştü kapıya kedim;
Çarşı nere Gedehor nere ora.
Dediler "Melâhat teyzede" kedi mi yok,
Al deseler yine alabilir miyim.
Bir ekmek pişirsem yastıktan uzun,
İkisi bir adam boyunda.
Şehirden ekmek giderdi olsa da köyünde;
Acep köyde kimse bulabilir miyim.
Gelse "Kınıklı Hamit dayı,"
Otursa köşeye konuşsa babamla sorsa hatırı,
Okumamı çok severdi çocuğundan ötürü.
Bakıp elindeki "seyeyağı " isteyebilir miyim.
"Babam Şükrü dayıdan" al derdi zeytini,
"Mustafa amcadan" "En Nefis" yağını,
"Durmuş amcadan" tasını tabağını,
Git "Hislon" al "Kardeşlerden" saatini,
Kimseyi yerinde bulabilir miyim.
Varıp Gareysara bir fırın açsam.
Zaten babam gibi hasta idi garibim
"Gugukların Hulusi dayıdan",
Çuvalı sırtlarken; yine bir kuvvet alabilir miyim.
Yastık gibi ekmeği, bu bilekle kesebilir miyim.
Bir fırın açsam Gareysara varıp:
Ster ster odunu işletmeden satın alıp,
İki ay kullansam idaresiyle.
"Tayyar abi" getirse "thames trader" arabasıyla.
Geri geri gel gel desek Dönmezlerin köşeden caddeden fırına,
Kim yaracak oğlum dese;
Ben yararım ağabey, yardırmam parasıyla
Diyebilir miyim.
Yararken odunu ayağıma vurup,
Taksi çağırıp HASTANEDE durup,
Bir hekim hemşire bulabilir miyim.
Aşık Hisarî Kemâlin bilmesinler içini,
Bir seher vakti düşürür göçünü,
Pek " akıllı " sayılmaz düşünmez üçünü beşini,
"Şeyhlerde" zavzuya su bulabilir miyim.
Kemâl Ekmekçi
UluortaGurbetel.
Ekim 2018...
Kemal Ekmekçi
Kayıt Tarihi : 19.3.2023 20:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Küçük yaşta kardeşlerim ile annem ve babam ile, Emmılerim hep çalıştık. Fırıncılık, Kahvecilik, Otelcilik zor zenâat ve zor esnaflıktır. Lâkin hep mesleğimiz aklımızda kaldı.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!