Bir ömür geçirdik; gizli, aşikar:
Bazen avcı olduk, bazı da şikar;
Kiminde ıslandık, kimi yağdı kar;
Mahşere kalmasın hak; telaşım var!
Çocukken başlamış tersine kader:
Sahipsiz kalmışız, göç etmiş peder;
Çırpındık, can bulduk, olmadık heder;
Hengâme içinde altmış yaşım var!
Çok şey mi istedim? Biri olmadı.
Dereler akıttım, testim dolmadı;
Meyve verem dedim, çiçek solmadı;
Yazlara rast gelir, garip kışım var!
Irmaklar kazdım da suyum akmadı;
Yükünü yükleyen dönüp bakmadı;
Çakmak: çakmak amma, ateş yakmadı.
Daha böyle garip pek çok işim var!
Çöp topladım, yuva kurdum dallara;
Hizmet ettim iyi, kötü kullara;
Değişmedim paralara pullara.
Saklı gizli bakan arkadaşım var!
Tarla ektim yedirdiler kuzuya;
Tavşan oldum gösterdiler tazıya…
Tabip gibi çare buldum sızıya;
Tedaviyi bilmem, amma aşı’m var!
Bir dükkân edindik, dağıttık sucuk.
Sera kurdum, birden kapladı böcük;
Hindiyi gurk ettim, çıkmadı cücük.
Bu yollarda bile; çok yoldaşım var!
Her yerde av yaptım, çıktım her dağa;
Göz hakkıdır dedim, çok girdim bağa;
Susuzluktan can verecek yaprağa,
Yanımda suyum yok; gözde yaşım var!
Olta attım, balık tuttum ağ ile,
Helva yaptım şeker ile yağ ile,
Ölüye dağıttım, yedim sağ ile,
Şükür ki her dosta yeter aşım var!
Çalgı çaldım, kulak verdim tellere;
Türkü oldum, karıştım boz yellere;
Nağme oldum, perde tutan ellere.
Tel kadrinden bilen, çok yandaşım var!
Bir zaman daimdik meyhanelerde;
Dem aldık, dem verdik çayhanelerde;
Yunup, yıkanırız salhanelerde.
Defin eşyasından bir ataşım var!
Her türlü encamı gördük, geçirdik;
Nice sevgiliyi gömdük, göçürdük.
Namerde şerbeti zehir içirdik.
Kötülere elde tek faraşım var!
Yerimi dar deyip, göçtüm şehire.
Çocuklara imkân gelmez tehire.
Yüzme bilmem amma daldım nehire;
Ceplerim kum doldu bir de taşım var!
Biri yetmez, iki yaptım kazayı;
Bu gün bile çekiyorum cezayı.
Öğretmenlik denen ince ezayı;
Ben kurtuldum, çeken meslektaşım var!
Eşyayı yükledik, alıştık yola,
Deniz yolu kesti, zorunlu mola.
Mobilyacı olduk, koşulduk kola;
Mutfaklara kurduk mermer taşım var!
Bir kışı geçirdik, hısıma kandık;
Zorladık, yürüttük, olacak sandık;
Güzün: “Gel birader! ” dedik aldandık
Hem küs hem barışık karındaşım var!
Bir kardeş daha var, arka sırada,
Yirmi sene oldu bilmem nerede?
Denizleri aştık, boğdu derede;
Özken üvey kardeş; bir yüzbaşım var!
Oğlanlar büyüdü, çalışıyorlar.
Kendi şartlarına alışıyorlar.
Torun var, sevmede yarışıyorlar.
Şimdi bir tek gözüm, iki kaşım var!
Felekle kavgadan bıktım yoruldum.
Şavşat’tan Akdeniz, aktım duruldum.
Ulvi’yem, çok şeye küstüm kırıldım,
Emanet sürürüm, tek naaşım var!
15 NİSAN 2012
Ali Ulvi Şahin
Kayıt Tarihi : 9.11.2013 10:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!