'Var' olmak, bir yerlerde...
Geçip giderken bir kalıcı'selam'bırakıp da gidebilmek...
Odalarda 'var' olmak. Masalarda, mekan´larda, koltuklarda, yollarda, yaşamda. Albümlerde. Kalpler de. Gönüllerde 'var'olmak..
Bir hoş seda olmak kubbelerde...
Ha evet o...Yaşarken 'var'dı. 'Var'olarak yaşadı. Öldüğünde de 'var'dı. Öldükten çok sonra da 'var' oldu...'
Hani vardır ya şu meşhur bilgisayar bozan soru, günlük hayatta da çekirdek gibi kullandığımız: 'Ne var ne yok...'
Dünyanın her bir köşesinde, hayattaki 'Ne var ne yok'ların peşine düşüp 'Ne var ne yok'ların amansız takipçisi olmuş bütün sanatçılar gibi, şairlerimizden Attila İlhan´ın da kafası takılmış bir zamanlar bu işe...
Yağmurlar içinden ıslandım geldim
Bir kuru değneye yaslandım geldim
Sıcacık çorbana muhtacım inan
Ölümlerden geçtim uslandım geldim
Üşüdü ellerim üşüdü kalbim
Devamını Oku
Bir kuru değneye yaslandım geldim
Sıcacık çorbana muhtacım inan
Ölümlerden geçtim uslandım geldim
Üşüdü ellerim üşüdü kalbim