'Var' olmak, bir yerlerde...
Geçip giderken bir kalıcı'selam'bırakıp da gidebilmek...
Odalarda 'var' olmak. Masalarda, mekan´larda, koltuklarda, yollarda, yaşamda. Albümlerde. Kalpler de. Gönüllerde 'var'olmak..
Bir hoş seda olmak kubbelerde...
Ha evet o...Yaşarken 'var'dı. 'Var'olarak yaşadı. Öldüğünde de 'var'dı. Öldükten çok sonra da 'var' oldu...'
Hani vardır ya şu meşhur bilgisayar bozan soru, günlük hayatta da çekirdek gibi kullandığımız: 'Ne var ne yok...'
Dünyanın her bir köşesinde, hayattaki 'Ne var ne yok'ların peşine düşüp 'Ne var ne yok'ların amansız takipçisi olmuş bütün sanatçılar gibi, şairlerimizden Attila İlhan´ın da kafası takılmış bir zamanlar bu işe...
'Ne kadınlar sevdim zaten yoktular! '
Demek elle tutulup gözle görülmek te, 'var'olmaya yetmiyor bazen...
Nasıl mı 'var'olacağız?
Becerebilsem önce kendim olacağım! ... Demekle, dilemekle olsa, siyasetçiler olurdu... Delegelikten başlayıp belki cumhurbaşkanlığı makamına kadar ömürleri 'Var ol, nur ol' yaygaralarıyla geçti. Ama kaçı 'var' oldu, olacak?
'Siz hâlâ babalarınızın bakanlıklarıyla mı idare oluyorsunuz? .'
Toplum gençlerden hep korktu...
Belki gençlerden değil de dinamizmden korktu. Onun içinde hep statükoyu koruyan politikacıları 'var etti, nur etti'..
Oğullardan korktu... Babalardan, dedelerden medet umdu...
Korkarım ki parlamentoyu uzaktan izlemekle yetinen genç kuşağın şiirleri de biraz hüzünlü olacak yarınlarda:
'Ne politikacılar tanıdım, ki onlar, zaten yoktular...'
O zaman 'var'ol 'var' et...
Okumak için okuma... Mezun olmak için mezun olma. Sınıf değiştirmek için diplomalanma... Sırf üniversite bitirmiş olmak için, fen beynini sosyal´de, sosyal beynini fen´de yeme... Sanatçı ruhunu makine dişlilerine kaptırma. Zira benim de beynimi yiyiyorsun, sevmeden yaptığın işlerin sakat üretimleriyle... Rahatsız ediyorsun. Vaktimi çalıyorsun, sinirimi bozuyorsun yaşamda.
Şahsi ve milli maliyetin çok büyük...
Çünkü beyinsel ve ruhsal enerjini yerinde kullanamayınca ne kendine ne topluma faydalı olabiliyorsun.
Bir anlamda ölüyorsun...
'Var'olmuyor, mevcut oluyorsun... Sayımdan sayıma işe yarıyorsun.
Nasıl ki komşundan kaçak kabloyla elektrik çaldığında faturası ona geliyor da, o ödediği bedele rağmen eksik enerji tüketiyorsa öyle oluyor işte...
Milli servetten çalıyorsun...
Senin beynine ihtiyacım var...
'Var'ol... Allahaşkına 'var' ol... Mevcut olma.
Çünkü 'var' olabilmiş toplumlar arasında 'var'olmamız gerek...
El öpen toplum olmak istemiyorum... El öptürmek ise belki gurur verici ama insanca değil.
Onurlu ve 'Ben de 'var'ım' diyerek el sıkışmak istiyorum, evrensel platformlarda... Bu da sana bağlı...
Enerjini kullanmana, yönlendirmene bağlı... Mesleğin iki paslı çiviyle tabelâlarda kalmasın...
Üç kuruş para kazanmak için neşterini, dolma kalem gibi yanında taşıma... Hukuk´u satma. Çimentoyu çalma. Yaptığın iş gururun olsun.
İki şiir, beş yazı, yazar olacaksın, şair olacaksın! ... İki nutuk üç palavra, politikacı olacaksın! .. Hep tokat, hep üçkağıt, hep yalan, hep dümen, iş adamı olacaksın! .
Yok öyle yağma...
Evrensel olacaksın evrensel...
'Kaç kişi olur evrensel? Saçmalama' değil.
Ben de zaten herkes evrensel olmalı demiyorum.
'Ya ne halt edek? '
Herkes işini doğru yapsa, enerjisini 'var' olmaya dönük kullanabilse yeter...
Öbürküler-hani şu 'var' olanlar-onlar zaten erişik, karışık bir şeyler... Onlarla aşık atma.
'Var'lar toplumunun lidere de ihtiyacı kalmaz... Kurtarıcılar da aramaz...
Arasından çıkmış evrensel beyinlerini de, gururla ölümsüzler albümlerine katar...
Hâlâ daha, şu sade yazının içinde bile, Yunus Emre ismi geçecekse, mezarının yeri bile belli olmayan bu adam, yaşamda 'var' olmuş demektir.
Belki de'Var'olup olmadığının farkında bile olmadan nasıl 'Var'olunduğunu formüle edivermiş bizlere özetle:
'Ham idik, piştik elhamdülillah'
Piştin, piştin ama nasıl piştin... Hangi cehennemleri aştın da geldin. Kaç cehennem zebanisinin tırnaklarında kaldı etlerin Yunus baba?
Hem 'var'olup, hem de 'nur'olmak... İşte senin gibiler için ancak...
20/6/1993
Bir şeylere dair
Kayıt Tarihi : 28.9.2005 16:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!