öfkesi fırtınalı tepelerde cebelleşen
azgın ve soğuk dalgalarıyla Karadeniz'in
pıtraklı bir yolda iki büklüm,eli oraklı kadın
sırtı sepetli asırlık çınar
ve sen onun kızının kızının kızı
kentli ve hem de eğitimli bebek
kabardıkça doyumsuz ruhundaki deniz
gidiyorsun,önünde tekerlekli kırmızı valiz
kaçışın kendinden,belli
kutuplarda buzlar çözülürken,yaşamak
festivallerde peştemal bağlayıp bele
oynamak değil ışıklı sahnede
yurdumda göller kururken,yaşamak
birlikte duyabilmek ritmini
ayakların,beyinlerin ve hele yüreklerin
bir Kütahya çinisine düşürmüşsün görüntünü
çini döşeli duvarda horon tepilir mi
gözlerinle indirmişsin dağları düze
ilmik ilmik örmek için aşkı kalbinin derinliklerinde
kıymık kıymık koparıp inceltmelisin tepecikleri
yoksa denetlenemeyen bencillik öldürür sevgiyi
mutluluk bir dalda iki serçenin ötüşmesi
her birinin sesi sesinden seçilmez
büyürse birinin gagası oransız bozulur büyü
yürür istasyondan istasyona diğerinin valizi
iki damla düşer kırmızı valize
fındık dalından ve sepetten
karartır kara denizi
keman olur inler orak kadının elinde
çınar yaprağı düşer de
yorgan olur özlemlerine
(08.08.2008-Zonguldak)
Kayıt Tarihi : 8.8.2008 12:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ben, yola çıkan her valizle gurbetçi olurum.Ayrılıklar bir kordur gönlümde. İşte bu yüzden kolay ayrılıkları anlamakta zorlanırım.Bu şiir de o zorlanmanın sızısıdır.
mutluluk bir dalda iki serçenin ötüşmes
her sözcüğünün özenle seçilmiş olan bu şiirin herhangi bir yerini alıp yorum yapmak çok zor. Çok bütünlüklü, sağlam kuruluşlu, güzel imgeli ve alabildiğine hüzünlü, alabildiğine sevgi dolu, alabildiğine sitemkâr ama illaki alabildiğine güzel bir şiir olmuş. Kutluyorum. Yüreğinize, beyninize ve kaleminize sağlık.
TÜM YORUMLAR (11)