Aynaya baktım bugün;
Yüzümdeki bu kırışıklıklar,ellerimdeki kaverengi benekler
Ne zaman peydah oldu?
Ben hiç çocuk oldum mu?
Yaşadım mı gençliğimi.
Ne çabuk!
Çocukluğumu istiyorum!
kırmızı rugan pabuçlarımı,pembe elbisemi,
Evimizin arka bahçesini,ortancaları,leylakları,üzümleri.
Sayısını bilemediğim renk renk kedileri,
Kiracımız Rıfat Amca'yı,hani bacakları kesilen.
Hiç ölmemiş gibi bir sonbahar akşamı,
Hatıralara takılıp kalmış ruhum.
Yemek ocakta,
Çocuk kucakta.
Bense hala tadındayım,
Evcik kurduğum zamanlar,
Tenekelerde pişirdiğim
Ağlamak rahatlatmıyor artık,
Yüreğim balçık çamurla sıvalı.
Gözyaşı daha da cıvıklatıyor,
Bulaştırıyor sevgi damarlarımın üstüne...
Yüreğim öyle kırgın,
Bazen 'şanslıyım'diyorum.
İki çocuk,bir koca,
Sıcacık bir yuvam var.
Sonra başlıyor içimde'kimsin? '
Diyen sorular.
Umutsuzca zincirlerini kırma hırsı,
Hiç farkettiniz mi,
Otoban kenarında,
Müeebbete mahkumdur otlar.
Hiç yeşil olamadan,
Toz veçamur renginde
Açmadan solacaklar.
Ortaokul anıları, o kırık dökük.
Bir arkadaşım vardı, süklüm püklüm.
Perma yaptırırdı saçının önlerini.
Tombalaktı yüzü ama beli inceydi.
Yürümeyi bile beceremezdi aslında,
Süslenmenin dışında.
Şehirler içinde bir mucize fetihsin,
Yavuz'sun sen,Kanuni'sin'Fatihsin.
İstanbul sen unutulmaz geçmişsin,
İstanbul sen benim birtanemsin...
Bir istanbul var taa uzaklarda,
Hangi gün gelecektin?
Uyuyamıyorum heyecandan.
Her kapı çaldığında,
Sen olabilme ihtimaliyle
Titriyor yüreğim.
Hani dündü,hani eveli gün?
Elinde tavuksuyuna şehriye çorbası
İşte yine başucumda anacığım
Hastaymışım,halsiz kalırmış bünyem
Bu çorba ilaç imiş,bitmeliymiş tezelden.
Ağzıma koymaya çabalıyor otuz yıldır bitmeyen son lokmayı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!