Taze olan kokun muydu yoksa vedalaşmanın acısı mıydı hiç bilemeyeceğim sanırım. Bazen kendime ulaşmakta bile güçlük çektiğim düşünülünce, bu ikilem doğal geliyor sevgili.
Aklıma gülüşünle ısındığım soğuk günler geliyor. Bir kışı daha ardımda bırakıyorum ama hala seninle başa çıkamıyorum. Güçsüz bir kadın olmak, üzerimde durmuyor. Birkaç beden büyük bir elbise giymişim gibi görünüyor olmalıyım diye düşünüyorum insanların garip bakışlarını gördükçe.
Bazen bana bakanların yakasına yapışıp iki elimle, “sen de kaybettin mi, özledin mi?” diye sormak istiyorum avaz avaz, ya da “sevmediğin için tuzun kuru olabilir mi?” deyip dönüp arkamı gitmek istiyorum.
Köşeme çekilip, ağlarken kimse dokunmasın istiyorum bu aralar. “Yazsam” diyorum, yazdıkça boşalttığım kâğıtlar seninle dolsa…
“Cümlenin başına seni koyup, gerisini de senden bahsederek getirsem” diyorum.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman