Uykuya dalma zamanı, vakitsiz sanma vakti.
“Doldu” der Azrail, “o vaat edilen ömür akdi”
Günün sır sessizliğini böler, okunan saladan,
Kimi gelmemiş, kimi gitmiş, komşudan kalan.
Matemli düğünden habersiz, sessiz çığlıklar,
Dönüş olmayan en uzun yolculuktur, ayrılıklar.
Cami avlusunda, cenaze namazının ardından,
Tabutu taşıma telaşı, helallik alınır arkasından
Mezara kadar süren, yolculuğun en sonunda,
Kafalar eğik, omuzlar düşüktür sağ yanında.
Dikey ve yatay kazılmıştır, ehl-i kabrin çukuru.
Birkaç kürek atılan topraktır, kefeninin uçkuru.
İki yakının atlayıp dikilir kabrinin iki ucuna,
Sanki göz dikmiş kalanlar, takkeyle pabucuna,
Alelacele örtülür çıkmasın dercesine toprak.
Sanırsın, bir an öncedir, niyetleri kurtulmak.
Kimini dalgın bakışları, uzaklara götürmekte,
Kimi günahları ve ölümü hatırlayıp titremekte
Mezara atılan ne ilk, ne son taze çiğ toprak.
Ne ilk cenaze, ne dalında kuruyan son yaprak.
Sonra taziye başlar yakınlarına, “baş sağlığı”
Duygudan uzak dilekler, orada başlar arsızlığı
Son histir acı, nemli gözlerde ilk gözyaşıdır.
Geride kimse kalmaz, kalan başla ayak taşıdır.
2010
Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 30.3.2017 23:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ölmeden önce ölünüz hadisi şerifine atfen yazılmıştır.
![Uğur Musab Şahin](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/03/30/vakitsiz-sanilan-vakit.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!