Çizgilerle harelenirken yüzler
Nazlı nazlı sızlanıyor rüzgar
Haykırıyor tokadını kasırga, peş peşe bezgin bedenlere.
Kurşuni alacakaranlık
Kaçınılmaz dönüşlerle çöküyor kasvet yorgunu lacivert geceye
Sinir bozucu inatlarla
Hızlı hızlı savrulan çisiltiler
Gergeflerle ilmek atıyor yumruk sıkısı bakışlara.
Belli belirsiz çehreler
Telaşlı ve aceleci karaltılar
Rüzgar sesleri kesiyor sık sık
Ara ara çınlıyor bir sıkıntılı hal yüreklerde
Düğüm atmış yüreklere gerginlik
Gönülsüz çıkıyor nefesler
Yay gibi gergin kararlı yüzler
Perdeyi yırtıyor kulaklara vuran ayaz
Fırtına öncesi suskunluğun sessiz, ürkünç sesinden.
Titrek ayın şavkı yansıyor yüzlere
Heyecanlı, sıra sıra yiğitler
Telaşlar ahenkli
Karanlığı deliyor, hançereyi yırtan kurşun hızı komutlar
Ağlamaklı, üşüyor gece
Yarınlar belirsiz, uzaklarda saklı umutlar
Ama,
Sıra atlamıyor koşuşmalar
Yorgunluk var, yokluk adına her şey var
Yılgınlık yok
İmkansız değil hiçbir şey! ..
İşte,
Sıkıntılı gecenin sabaha doğumunda
Akıyor dağın eteğinden hüzünler
Seçilmiyor henüz siluetlerin, gergin yüreklerdeki şavkı
Burnundan soluyor kara bulutlar
Açılmak üzere yağmur vanaları
Sabırsız homurtular eşliğinde ıslak öksürüyor gök gürültüsü
Sessizliğin habercisi her birisi
Patlayacak zorlu fırtına öncesi.
Saldırıyor ışık huzmeleri
Kucaklaşıyorlar toprakla
Ağarıyor göğü tarihin
Bedenler olanca sabırsızken yarına, sınırlarda geziyor asap
Kenetleniyor suskun çeneler
Sadece dişlerle savaşan gıcırtılı hırsların sesi var.
Sisler usul usul dağılırken seçiliyor bakışlardaki sesler
Küskün, ince tanecikleriyle
Şapkadan süzülen hırslı damlalar
Yol alırken omuzlara doğru
Tarıyor âfakı hedefe kilitli mavi gözler
Yay gibi gergin, hayatla kavgalı sert kaşlar.
Bu ahvaldeyken etraf
Bakınıyor dikkatlice sarı zeybek
Turluyor beyninde düşünceler
İki adım atıyor ileriye
Düşünüyor bir kez daha zorluğu, çok şey var başarılacak
İki adım daha, ağır ağır
Dikkatle kaldırıyor başını ağarmış hilâle doğru, pür dikkat
Tül perdeli ovayı süzerken, dalgın dalgın
Bir şeyler mırıldanıyor kararlı
Şimşekler çakıyor alev alev, düşünceli, sorgulayan gözlerinde.
Dönüyor yavaşça geriye
Gözler sabit, çakılmış zamana
Süzüyor dikkatlice vakur bedenleri
Yutkunurken ağır ağır
Kontrol ediyor sesini hafif öksürükle
Uzun bir sessizlik sonrası
Zaferi muştulayan o gür ses
Yırtıyor ovayı:
“Arkadaşlar, vakit tamamdır,
Vakit, hasretin şafak vaktidir! “
(04.09.2006)
Burhanettin AkdağKayıt Tarihi : 10.11.2006 19:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Eşsiz komutan Mustafa Kemal’in, zor yılların ferahı muştuladığı zafere sancılı gecelerden önemlilerinden birisinin yansımasını anlatmaya çalışan naçiz dizeler. Ne kadar uğraşsam da, azamet ve vakarını yansıtamadığım kanaatindeyim.

Saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (1)