ŞİİR, SEVGİLİM; SEVGİLİM, ÖTEKİ BEN...
Ağlamak ta gülmek kadar güzeldir...
Ama ayışığının evreni aydınlatıp,sevgi dağıttıktan sonra gidip kardelen çiçeğinin omuzunda ağlaması daha da güzel...
Mehtap ve kardelen çiçeğinin tulinle çevrili gümüş rengi dostluğu,beni de yolculuklarımı da derinden sarstı....artık hiçbirşey eskisi gibi değil..yolculuklar da şiir de...
Şimdi vakit gecenin ikinci yarısı,ikinci baharımın herhangi bir gecesinde değilim..herşey 'şimdi' tadında...
Seni yazıyorum; şiirmsi bakışı,şiirin gülen yanını yani...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yokluklarında özlemleriyle yaşamak. Belki onlar yanınızda değil ama, siz hep onlarlasınız . Duyguların aktarımı harika. Kutlarım, saygılar.
Birol Hepgüler.
Unutmak istedikce inadına aklıma düşmen..Yazman istemedikce seni kalemimden sen akman..Her nefessimde yniden içime dolman..Sevmek böyle bişey anlaşılan...Kutlu yorum sizi severek okudum yazdıklarınızı İbrahim bey..Selam, saygılar..
Şimdi vakit gecenin ikinci yarısı,ikinci baharımın herhangi bir gecesinde değilim..herşey 'şimdi' tadında.
Gece daha bir uzun,yastığım sabır dolu...izdüşümün var odamın her kıvrımında..
Galiba ömrüm uzadı seninle,günü yirmidört saat yaşıyorum.Daha az uyuyorum,Zira uyursam sen yok olacaksın..ya yeniden uyanınca sen yoksan ve rüya biterse....
Biliyor musun,bugünlerde en çok seni yazıyorum.En çok sana koşuyorum,en çoks eni hissediyorum ve seninle gülümsüyorum geceye,ayışığına...
kimseler bilmese de...
Insanin kendi yasadiklari, hayalleri o kadar anlatilmaz ki , Ancak ayni duyguyu paylasabilen anlar , ayni acilari yasayan bilebilir. Eger bu guzelim duygulari yasamamis olsaydiniz Sayin Eroglu biz nasil okuyacaktik o guzelim duygu yuklu siirlerinizi...tek kelime ile harika..Saygilar...
tebrikler şair
Biz azaldıkça,şiir büyüyor,duvarlar yükseldikçe biz çoğalıyoruz..
şimdi gidiyorum ama yine geleceğim.
Yine de,
Gözlerindeki tebessüme el sallamak öyle zor ki...
KUTLARIM......ÇOK GÜZELDİ.....
Şiirim,yolculuğum,üşüyen yanım,enginlerde mola zamanım.Vakit gecenin ikinci yarısı.Evet gecenin ikinci yarısıdır ancak bize ait,kendimizle başbaşa olduğumuz zaman.Yüreğin hiç susmasın,gönlün dara düşmesin,gözlerine hüzün çökmesin.Muhteşem olmuş saygıdeğer dostum
okurken hissetmek okuduğunu yaşamak başka bir haz
şiirlerinizi okurken o anı yaşıyorum sanki hissettiklerinizi hissettiriyorsunuz duygularınız harf harf akıyor şiirlerinize
tebrikler sayın EROĞLU
yüreğinize sağlık.
Gece daha bir uzun,yastığım sabır dolu...izdüşümün var odamın her kıvrımında..
Galiba ömrüm uzadı seninle,günü yirmidört saat yaşıyorum.Daha az uyuyorum,Zira uyursam sen yok olacaksın..ya yeniden uyanınca sen yoksan ve rüya biterse....
Sade, arı-duru bir dil, akıcı sevgi dolu tümceler...başarı dileklerimle kutluyorum...
sonra sen aradın.Çıplak ve insan kokulu sevgin,özlemin doldu odama.
Diğer özlemelrimi de sonra anlatırım... Kaf Dağı'nın ardına gizlenmiş ardına gizlenmiş özlemleri yazmaya bu kağıt yetmez ki...!
İbrahim Bey;benim de şiiriniz için yazacaklarım bu sayfaya yetmez ki...gönlünüze sağlık...tebriklerr...
Mükemmel... Şiirleriniz ve yazılarınızda duygular o kadar güzel yansıtılıyor ki...Duygular kadar ahenk de var...Hiç durmadan okuyası geliyor insanın... Bir yerlere alıp götürüyor. Şair yüreği bu işte...Hissetmek ve hissettirmek...Selamlar ve sevgiler...Hâlenur
Bu şiir ile ilgili 54 tane yorum bulunmakta