-Say ki, birbirimizi hiç tanımıyoruz-
Bir gün bir şehrin bir kenar mahallesinde,
Bir caddenin bitimine doğru,
Birbirimizden habersiz,
Bir evin adresine yürüyoruz.
Ve "ikindi-akşam" arası bir vakitte,
ikimiz de;
Etrafı demir çitlerle çevrili,
Yemyeşil küçük bir bahçenin içinde…
Önünde camsız bir veranda,
Verandada yuvarlak bir masa…
Masanın üstünde:
Kırmızı, sarı, yeşil renkli
bir kelebek olan…
Ürkünç -belli ki terk edilmiş- sessizliğe
bürünmüş evin, kapısına bir adım kala
durduk…
Birbirimize bir kelime söylemeden,
Evin sessizliğinde, gözlerimizle,
Birbirimize:" Anahtar nerde?" Diye,
sorduk.
Ve bir müddet sonra fark ettik:
Aradığımız anahtarın,
zaman…
Suskunluğumuzun;
Bize geç kalmış zamana,
açık bir isyan olduğunu.
Düşün ki;
Buz tutmuş suskunluğumuz,
Sessiz evin içinde tenimizde çözüldü.
Ve…
Vakit, dudaklarımızda sabaha koştu.
Kayıt Tarihi : 20.12.2020 23:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!