Kara günün kapkara gece yarısından süzülen karanlık.
Bir ay ışığı fısıltısında yayılan gül kokusuna mahkum şimdi
Bir gün doğumuyla kesilen,bir şebnem güzelliğinde gözyaşları
Bir umut ki yeniden yeşeren, filiz veren bir tomurcuk gibi sanki.
Gün bir başka güzel bakıyor tan yerinden.
Kuşlar daha bir istekli,eskilerden kalan bir musiki misali.
Belkide bir özlemin doruğunda,fetihlerde,cenklerdeyiz.
Bütün karmaşasına rağmen ne kadar sessiz bir gündeyiz...
Kum taneleri artık uçuşmuyor çöl rüzgarlarında
Minik umutlarda baş gösterdi engin denizlerin dev dalgalarında
Patlamaya hazır fay hatları gibi kırık gönüller...
Tekbir ve tehlillerde şimdi konuşmayı unutmuş maahsun diller.
Bir günki geldi çattı işte ansızın, kimi uyuyorken kimiside ayakta..
Hep beklediğimiz o hakikat,o müjdelenen gül bahçesinin türbedarı
Ben olayım o mübarek ordunun mihmandarı.akalım seller gibi tarihlere..
Çıkartalım tozlu yapraklardan,kervanları,ağlayalım akşemseddinlerle....
Bir sıcak agustas gecesinin sükununa bürünmüş sessiz çınarlar,
Artık kıyıya vurmayan dalga seslerinede, ötmeyen martılarada hasretim
Bir seher saati duasının amin nidasıyım,bir gözyaşı damlasıyım seccadede,
Bir hüznün dağılmasını bekliyorum. Sultanların ayak tozunu taşıyan bu caddede...
En iyi bildiğim bilinmezliklerle savaştayım şimdi gögüs göğüse,
Bir viraneye mahkum kuş gibi esir kaldım bir yakut kafeste..
Benliğimi en derin kuyularda buldum, ben bu uzun yolculuğun nihayetinde
Aldım yine karşıma beni bana veren o hidayetin vuslatla buluşma vaktinde..
Kayıt Tarihi : 28.11.2010 03:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bir eşref saati buluşması ürünü gece yarısı.. mayıs 2010
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!