Vahyin Işığında Kur'ân İle Dirilmek

''Kitab'ın indirilişi, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır. Şüphesiz, göklerde ve yerde, inananlar için (Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren) nice deliller vardır.''
(Câsiye, 45/2-3.)

Yüce Allah ilâhî kelâm’ı ile bizlere kendisini tanıtır. Kur’ân, Yüce Allah ile yapılan sohbet, muhabbettir. Bizi kendimize getirir.

''Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu? ''
(Kamer, 54/17.)

Kur’ân bütünüyle insanı aydınlık dünyasına çeker. Çünkü anlaşılmak ve yaşanmak için gönderilmiştir.

''…Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler… ''
(Mâide, 5/54.)

Okumayan kaybeder. Çünkü bilemez Yüce Yaratıcı’ya nasıl yakın olunur. Sevgisini kazanmanın bedeli ''bilmektir'' neyi isteyip neyi istemediğini.

''Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. ''
(Âl-i İmrân, 3/104.)

Kur’ân insanın ''sırât-ı müstakîm''den ayrılmasını istemez. Hayatın içinde bocalamaması için rehberlik eder.

''Biz bu Kitab'ı sana sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik. ''
(Nahl, 16/64.)

Yersiz duygulara yer bırakmaz.

"…Ey Rabbimiz! "Bizi ve bizden önceki iman etmiş kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı kötü bir düşünce ve duyguya yer bırakma. Rabbimiz! Kuşkusuz sen çok şefkatlisin, çok merhametlisin."
(Haşr, 59/10.)

Rûh ve beden sağlığımıza şifâ olur. İnançla, ezelî ve ebedî Yüce Allah’a tutundurur.

''Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur'an) geldi. ''
(Yûnus, 10/57.)

Kur’ân maddî olanın geçici manevî olanın kalıcı olduğunu beyân ederek, dünyadaki varlığımızın bir imtihân olduğunu ilâhî kelâm’ın ikâzı ile bizlere duyurur.

''Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. ''
(Bakara, 2/155.)

Dünya’nın ağırlığını iç dünyamızdan uzaklaştırır. Otokontrol sağlar.

"Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?"
(Mü'minûn, 23/115.)

Dünya’ya aldanmak için değil, kazanmak için gelindiği ''şuûr''una erdirir.

''Ey insanlar! Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın çok aldatıcı (Şeytan) Allah hakkında sizi aldatmasın. ''
(Fâtır, 35/5.)

"…Bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemek için, Rabbimin bana bir lütfudur. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse (bilsin ki) Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir."
(Neml, 27/40.)

Yaşam boyunca Kur’ân hayatımıza taşınır: öğretir, eğitir, irşâd eder.

''Kur’ân, müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve rahmettir. ''
(Neml, 27/77.)

Anlayarak okunursa en zor, en kötü ânlarda dahi çıkış yolları sunar.

''Kim iyilik yaparak kendini Allah'a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur. İşlerin sonu ancak Allah'a varır. ''
(Lokmân, 31/22.)

Hem dün hem bugünün insanının ihtiyaçları olan iyilik, adalet, cömertlik, fedakârlık, yardımlaşma, paylaşma, şefkat ,merhamet, nezâket, doğruluk, incelik gibi evrensel mesajlarıyla okuyanın ellerinden tutar âdeta.

''Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. ''
(Mâide, 5/8.)

''Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Siz doğru yolda olursanız yoldan sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman Allah size yaptıklarınızı haber verecektir. ''
(Mâide, 5/105.)

''Allah'a karşı gelmekten sakınan kimselere, "Rabbiniz ne indirdi?" denildiğinde, "Hayır indirdi" derler. Bu dünyada iyilik yapanlara bir iyilik vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Allah'a karşı gelmekten sakınanların yurdu ne güzeldir. ''
(Nahl, 16/30.)

Kötülüğü, haksızlığı, ötekileştirmeyi, zulmü yasaklayarak huzur, güven ortamını tesis eder.

''Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler. ''
(A'râf, 7/201.)

''Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır ''
(Rûm, 30/22.)

Kur’ân yasaklıyorsa korumak, yaptırıyorsa kazandırmak içindir./ Kur’ân, insandan aklıyla, kalbiyle, rûhuyla okunup anlaşılmayı ister.

-Kur’ân ''akıl'' ile okunursa:
Âyetlerin mânalarını düşünürüz, düşünerek ufkumuz açılır. Fikirlerimizi âyetler ışığında yeniden, yeniden inşâ eder, yaşam biçimine dönüştürürüz.

-Kur’ân ''kalp'' ile okunursa:
Duygularımıza ''Allah için''i, (Allah’ın Rızasını) yerleştirirsek. Âyetler duygularımızı kontrol etmemizi sağlar.

-Kur’ân ''rûh '' ile okunursa:
İnsan, fıtratındaki ''tevhîd'' inancını rûhunda hisseder. Yüce Rabbimizin ''Ben, sizin Rabbiniz değil miyim? '' suâline verdiğimiz ''Evet, sen bizim Rabbimizsin. '' Cevabını rûhumuzda duyarız.

''Hani Rabbin (ezelde) Ademoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti. Onlar da, "Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir. ''
(A'râf, 7/172.)

Böylece Kur’ân mutlak hakîm’dir. Bütünüyle insana hâkim olur. / Hayatını canlı, inancını diri tutar.

1 Mart 2025 Cumartesi

.