“Yetti! ” demeyi bileceksin zamanı gelince.
Müsait bir yerinde inivereceksin hayatın.
Mutluluk denildiğinde atlayıp koşmayacaksın öyle
Çocuk gibi de almayacaksın her şekeri
Dondurmacı kaçarken ağlamayacaksın arkasından.
Çamura dönmüş yine kara toprak
Sonucu olmayan bu dönüş yolu
Dermanı kalmamış ki dalda yaprak
Yerle gök arasında hüzün dolu
Yalnızlığıyla giden bu kervandan
Beni kendine bağlama!
Bilemezsin ki derinliğimi henüz.
Umutlarını çekme benden
Şarkı bitmesin,
Solmasın içimdeki kaba çiçek
Ama,
Belgisizliğin sınırlarını zorluyor kelimelerim
Zamirler kullanıyorum yerini doldurabilmek için.
Belirtisiz isim tamlamalarının dibinde yaşıyorum
Gizli öznesi yine sen çıkıyor bütün cümlelerimin…
Şimdilerde geceye hasret,
Sabaha hastalıklı vazgeçmelerim.
Gün ışığıyla bir o kadar kararlı
Karanlığın vurdumduymazlığıyla;
Paramparça!
Küçük gelincikler yetiştiriyorum
Ölü şiirlerimi saklayacak
Ufak, kendime yeten bahçemde.
Ölü gelincikler yetiştiriyorum
Yaşlı düşüncelerime katlanacak
Benim sahici atlıkarıncam
Çocukluğumun tek kanıtı
Yaşayamadığım yılların,
Geçemediğim yolların
Yılmayan savunucusu…
Kar
Hayatı karşıladığın zaman ellerinle
Yumruğa çekmeye başlar yavaştan
Gün gelip de gurbet ellerinde
Özlersin yağmayı kar misali
Yitireli biraz olmuş umutlarımı
Bilinçsizce geceleri sayıyorum
İlaç da deva vermiyor artık,
Deniz de dindirmiyor içimdeki bu koca dinginliği.
Kaçalı biraz olmuş hayattan
Beyt-ül Gazel’isin hayatımın
Bir nefesin durduruyor kalbimi
Ve düşünmeye zorluyor beni
Öldürüyor bazen
Ve diriltiyor yine
Ve tekrar ediyor, tekrar oluyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!