Hani isteyerek güzel mi güzel,
Merhametlice elimi tutardın,
“ kardeşiz kardeş sevgi şefkatle gel”
Diyerek,” Ben” de güvenle yatardın.
İçimde yatar en tatlı sancınız,
Habil, Kabil’den beri tuzaksınız.
Vah vah! Vah vah, vah!
Yaşamam bile, yaşantınız için
Beşikte yatan canlarımız için
Fırsatçı hain, yanlarınız için
Sınırımız da pusuya yatardın!
Kalbimde yaşar en sesli acınız,
Habil, Kabil’den beri kapansınız.
Vah vah! Vah vah, vah!
Tatlı dilimiz canın can gülüdür
Fikriniz zulüm, aklın kan gölüdür
İçin kin dolu, bin İblis süsüdür.
Sırat’ımızda pusuya yatardın.
Dilimde yaşar, ateşli sancınız
Habil, Kabil’den beri bin faksınız!
Vah vah! Vah vah, vah!
Kayıt Tarihi : 11.6.2011 15:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1962 // İlk şiirlerimden.Düzelti; 20.06.1993 // 06.06.2011 Ankara
İlk anda serbestle hece karışımı gibi algılansa da, 6+5=11 ölçülü hece vezni ile yazılmış… Üçlü bağlantıların ilk iki mısraı yine aynı ölçekte hece ile yazılmış olup, son mısraı olan “Vah vah! ...” nidalarıyla vurgu güçlendirilmesi yapılarak kalıp dışında kalınmış.
En çok dikkatimi çeken ve belki de başka okur dostları ilk anda yanıltacak olan hece düzeneğindeki sayısal durum! Duraklarda hece bıçak gibi kesilmek yerine bölünerek (6+5) ölçü sağlanmış. Özellikle 6+5 hece ölçeğiyle yazılı Koşmalarda bu çok yaygın bir durum. Fakat bu durum söylemdeki vurguyu, anlaşılırlığı -olumsuzluk babında- etkilememiş. Teknik açıdan açıklama gereğini duyduğumuz bu durum; şiirin okur nezdinde derinliğini, ahengini, anlamını etkilemeyerek; bilhassa, şiiri daha çarpıcı kılmış, okuru şiirin içeriğine odaklamıştır.
Kırk dokuz sene önceki dil’ e baktım da… Duru, yalın temiz bir Türkçe! Tarih ile kurulan bağlantıda “Habil ve Kabil” kardeşlerle anlatılmak istenen ihanete dair vurgular güçlendirilmiş.
Benim anladığım kadarıyla, burada ki kardeş tanımı “Kan bağı” ile gelen kardeşlik değil de… Arkadaş dostluk babında, koşulların bir kavşakta buluşturduğu kardeşlik… Kardeşlik derecesinde karşılıklı güven, saygı ve sevginin söz konusu olduğu bir süreç yaşanmış. Fakat sonradan her ne olmuşsa, bu sürece dışardan bir olay, bir etki balta vurarak şairin bütün moral değerlerini alt üst etmiş, incitmiş, üzmüş, sarsmış! Bu muhtemelen ideolojik bir saflaşma, bir ayrışma süreci olabilir! Ve bu, şair tarafından değil de, karşı tarafça; kardeş bildiği arkadaş ya da arkadaşlarca olagelen bir durum!
Beklenmedik bir anda yüreğini, omuzunu yasladığı kişilerce sırtından vurulan, bir nevi ihanete uğrayan, vefa dolu bir yüreğin hüzün ve isyan yüklü sorgulayışı, kardeş bildiği dostuna/dostlarına.
İlk dizelerde her şeyin normal dostluk duygu ve ilişkiler çerçevesinde başladığı… Uyandırılan güven duygusu ve barış içinde bir yaşama karşılık,
Aslında karşısındakinin içten içe fitne fesat duygularla bir kapan, bir nifak oluşturduğunu,
Oluşturulan bu olumsuz duygulara şairin bakir dostluk duygularını basamak yapıp geliştirdiğini ve nihayet günü geldiğinde son noktayı koyarak dışarıya aktardığını, açığa vurduğunu, yaşama geçirdiğini ifade ediyor; finale doğru akan, ardışık dizeler…
Tabii, bu şair ve kardeş bildiği (arkadaşı/arkadaşları ) arasında geçen bir kırılma noktası olabileceği gibi;
Farklı düşün ve duygu renklerinden oluşan ve kardeşçe yaşayan bir toplumun, bu farklılıklar dolayısıyla sonradan nifak tohumlarınca ayrıştığı ya da ayrışma noktasına getirildiği o hassas nokta da irdeleniyor olabilir! Kesin olan şey “ kan bağıyla oluşan” kardeşe değil bu söylemler! Kaldı ki şiirin yazıldığı dönem de göz önüne alınırsa ne kadar isabetli bir saptama yapıldığı anlaşılacaktır! Yine de bu giz şairin kendisinde…
Göze çarpan en önemli vurgu; hiçbir açık kapı bırakmaksızın ortaya konulan yüreğin, kardeşlik duygularının, güvenin, barışık yaşamın varlığına indirilen beklenmedik hançer ve hançerin yarattığı infial!
Saygıdeğer Nazır Bey’ e ve dost kalemine sevgiyle…
Refika Doğan
“ Gerçek Dostlar Birliği ”
TÜM YORUMLAR (6)