Vadide erguvanlar mevsimsiz açar
Bir isa Mesih medfunu koşar ardınca
Yapraklar çağın pak yüzüne hüznü taşır
Göz kapakları kaldırmaz ağırlını amansız
Merdiven iner gök kubbeye inat
Basamaklar sağdan sola solda sağa uzar
Kesilir nefesler dizde kalmaz takat
Sevdanın yedi vereni açar vadide ıhlara
Meryemin safiyetinde bir oğul büyür zamana
Korku vadiden teğet geçer ansızın
Havari ağırlığınca iman tazelenir her dem
Lara gözünde büyütür imanın solmayan ahını
Dilek ağacı değil sevda vadisi ıhlara
Yürek sızısı parmak çocuk olur akşamdan
Gözlere aksetmez zulmün vahşi gülücükleri
Ihlara koşar parmak çocuk yorulur
Ardında manastırın ikmal dersi kalır hoyratça
Rahibeler vadide masumiyete secde ederler
Selimiye manastırı Osman oğluna göz kırpar
Kavilleşirler suyun öte yakasında bir ikindi vakti
Ovaya çıkacaklar kralların narasına hiç aldırmadan
Toprak sevda kokar vadi aktıkça
Kiliseler çıyanlara meme verir tevhitten made
Sefere çıkanlar döner seherde elleri kanlı
Ihlara Meryem’in kollarında masumiyete baktıkça
Ihlara da kızıllıklar olgunlaşır tepeler durdukça
Köprüler çekemez yüklerini atarlar sırtlarından dereye
Bir balık karnında tevhitten köpükler taşır öteye
Bilinmez bir yolculuktur gider kervan sormazlar nereye
22.07.2008
Ramazan YILDIZ
Darende/Saat:11.34
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta