Bir tutam zehir
ve zemberek
olduydu alışkanlık.
Nedâmet türküsünü yaktılar da
ümmeti Müslüman’a, Kayısı çekirdeğimsi
dışı sert içi mayhoş bir loşlukta
Dindi duraksamaların a-ritmi.
Karun’la Harun ve de Kibele
Buluştu yazın yazınında.
Tırmık izleri.. tırmık tırmık
izleri kaldı aklında kedimsi dişinin.
Kızartmanın o keskin kokusu
tütsüledi son sabahını kuşların.
Yarın bir son daha kaldı
yaşanması zorunlu.
Bir son gidiş.
Bir son iki diş gıcırtısı daha
sabaha karşı..
karşı bileylenen
ve ilenen
her şeye.
İkiz bir Veda Etme Partisi kurduk
aramızda ikimiz,
Yalnız ikimiz.
VEP uçarı bir ayrılış partisi oldu hep.
Uçmayışımızdan, uçamayışımızdan mütevelli belli ki.
Kanatlar, ah o kanaatler!
Kaşındıran,
acıtan sırıtışlara
gebe bırakan.
Açılarını yalnızlığa kırdırdı..
yapyalnızlığa..
kırdı yalnızlığı da an.
Kırıldı yalnızlıkta Tan,
ağaran göz yaşartıcı sabah’ tan belli.
Fasikül fasikül açılır tasası
yerin ve göğün.
O utanmaz sırlarını devşirmeye geleceğin.
Geçmiş ne ki?
Gelecek ne?
Ayrılış değil mi ki
O geniş Gemi Zamandan?
Fakrı fukarayız biz.
Bizlik farı fukaralık bizde.
Yalan değil. Doğru da.
Daldık gitti.
Ah! Daldık öylesine.
Kayıt Tarihi : 1.5.2009 15:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Manavgat/Çolaklı ANTALYA
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!