gençken renkli bir cepken sevgilim
çift bıçaklı bir sevinç
unuttum diye bir şarkı
gençken renkli bir cepken sevgilim
önüne çıkan her ata binme
doğudan gelen kimsesiz tekne
Sokakta karşılaştım.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Devamını Oku
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
"önüne çıkan her ata binme" daha ne desin şair.
voyıcır 2'deki enfes şiirlerden...
İsim ve soyismini en çok beğendiğim şairdir, bir de telif hakkı olmasa rahatça okuyacağız şiirlerini..
Her dizenin tütümü ayrı ve rahat bacalardan yöntemine uygun veriliyor şiirin gökçüllüğüne.Burkulmuş, kurulmuş, bilinmedik minik şaşkınlığın ukala olmayan bilgeliğinde özgüvenli ve kural tanımaz.
Başlıktaki değişik alanlı üç kavram, yine birbirinden bağımsız görünen ilk bölüm dize çağrışımlarının gizilgücü ile adeta serzenişler biçiminde çakışıyor... O soyut bocamala rüyamsılık yaratıyor, bu da netleşmemiş lezzet sezgisiyle ikinci şiirsel lokmayı arama içgüdüsü oluşturuyor.
Cepken bay ve bayan giysisi. Kurtuluş savaşı sırasında efelerde yaygınlık ve ün kazanan bir giysi. Bununla ilgili sevgili tümleştirmesi ilk bölümde iki kez mırıldanılıyor. Kolay farkedilmeyen mahzun bir duruş da yaratıyor bu yineleme.
Çift bıçaklı sevgi zahmet azaltan.. O doğrultuda sezgiler bulunsa da öyle görünmüyor. Yaşanılan günde anlam bulan bir şarkının sonradan anlamını yitirmesi nereye çıkacağı belli olmayan bir yolun başı olabiliyor.
Doğu hüzün, kuzey neşe. Yön ve yolda nane kokusu. Duyulduğundaki mutlu an kokuya olan bağımlılığı belirliyor.. Şiirde batı ve güney kendini arıyor mu? Ya da oralarda da şafak atıyor mu? Doğuya giderek batıyı görüyorsun. Güneş ışığı, göz kamaşması, başlıkta heykel gibi duran, bölüm sonlarında 'bu otlar' seslenişiyle boynu bükükleştiren o otlar.
O teknenin çıkıp gelişi.
Bir düş başkalaşımı.
Uyanık insan düşü.
Alışılan sınırlarını zorladığı için keyifle jimnastik yapıldı şiirle. Bir başka nefasette şiir bu. Başka başka konuşturmaları gibi.
Batı kökenli bir kaç sözcük konukluğu da özenti dışında hak edilmiyor değil.
Esen yel de var serinsi havada fuları suskunluk yaratan. İpliksi. Üç isyan üç gençlik. Ne derse der.
Boş arazide direksiyon rahatlığı. Debriyajı okuyucuda.
annelerin okuduğu ninniden
spikerin okuduğu anonsa kadar
yürekte sokakta kitapta yenebilmek yalanı
anlamak sevgilim o bir müthiş bahtiyarlık
anlamak gideni ve gelmekte olanı
N. Hikmet Ran
bu şirde ütopik insan makina savaşında insanın galip geleceğine dair, emperyal gücün hakimiyeti süresince gerçek sanatın susması eylemini yenebilmek ve gerçekliğe bir gönderme var. Situasyonist bakışa karçı çıkış anlamında, aslında Lale Müldür'ün bu şiire dolaylı ve dahice bir gönderme yaptığınıda düşündüm ama çok iddalı olurdu dillendirmedim yorumumda.. Nazım Hikmet şiiri de çok katmanlıdır çok çok der
ndir buz dağının altını görebilmeyi gerektirir aslında iyi okumak gerekir. bütün bunlar tartışılabilir tabikide.. benim asıl söylemeye çalıştığım şey rezalet berbat vs demeden evvel (bilgisiz fikir sahibi olma eylemi yani) ya ne diyor ya da anlamaya çalışayım ne yapmışı bir sormak.. en azından susabilmeyi başarmak çok şey mi istiyorum...
arkadaşlar,
Önce şöyle düşünmemiz gerekmez mi?
Şiir nedir?
Şiir ne için yazılır?
Şiirin amacı var mıdır?
Şiir kimler için yazılır?
Şiirlerde anlaşılmayan şiirler ki, (gerçekten, şiir midir ve anlaşılmayan şiirler kimlere hitap ediyor?
Ve bu tür şiirlerin ömrü ne kadar sürer?
Küçümsediğimiz: kasap Ali, bakkal Mehmet v.s.bunların duygularını yok mu sayacağız ve bir kaç elit için şiir mi yazacağız.
Sevgili Nazım Hikmet şiirlerini toplum için mi yazdı, yoksa elit kesim için mi?
Saygı ve sevgilerimle.
Yaşarfan..allasen..Çok yaşa e mi...hiç güleceğim yoktu..akşam akşam ''demokratik oylamalı şiir' 'ha...
:))
om mani padme hum diyorum yani diyecek başka şey de bulamıyorum
Şiir mükemmel,
aslında şair bu tek hücreli okumaları görmüş ve dokunmuş şiirde aşkın a sı yok sevgili kendidir bilgi öncesi kendisidir ve her eserin asıl okuru kendi olduğu için sevgili aynı zamanda okurdur... bilgisizlikten bilgiye giden yolsa bilmeye başladığındaki yenilgiyi yenilgisini aktarır gelecek nesillere tek sesli müzik ( şiir ) den çok sesliliğe geçişi ve ütopik bir “yok edin insanın insana kulluğunu” deyişinden geri kalanın kederdir söylem.. Değil mi ki kilise ilk önce cadıları alıp öldürmüştür insanın kendine yettiği oyun karnavalları bitirmek için giyotindir çift bıçak ve polifonik sestir gerçek sanat askıya alınacaktır meta hükmetmeye devam ettikçe makineler hakim insan edilgin kaldıkça cahilken devrime inanırsınız bilişteyken bilinc günün doğuşu anı öncelemek sadece üzünçtür tekne önce kimsesizdir sonra kimseleri bulursa da en son boştur boş... bu yüzden bilmeden her yola girmemek gerekir pembe hayallerin peşinden gitmemek gerekir... gidilse bile yenilgiyi öncelemek göğüsleyebilmek gerekir ve asıl tehlikeli olan üretkenken yani renkli bir cepken… bu bilinebilir mi polifoniklik aşıkken ve meta tek hücreli okumalardan besleniyorken… üretkenken anlatmak anlatmak anlatmak bunun tek bir özrü olabilir gençlik yani bilmemek bok gibi bir şey değil mi? Anlatılanın anlaşılma olasılığı ve yorumlardan bana kalanda şu oldu ; hakikaten böyle
şimdi kuzeyden gelen boş bir tekne
gözü alan sarartı
üzünç sevgilim ya da nane otları
Bu benim okumam başkası başka türlü okur bir başkası, hala situasyonist okur, şair yorumumu bağışlasın ama duramadım değil mi ki şiir en önce şairini terk eder affedin ama okumuş bulundum Çünkü bütün bunlar yüzünden Lale Müldür, dünya şairidir
Çığlık şiirimde de söylemiştim zaten
“Tek hücreli okumalar ve yenilgi tüm denizlerin dibinde” diye
Bazen susmak en iyisidir !
SUSUYORUM…
bu şiiri okuduktan sonra sevgilimi daha bir eleyip beledim;daha bir elledim...ne çok yabancıymışız meğer!..
gözünü çekik sanırdım
kaşını alık
çinli değil
moğol değil
buralıymış meğer!..
selam sevgilim!..
:)))))))
sevgiler Müldür'e....
ece ayhan bazı şairleri bazı müzik aletlerine benzetmiş..mesela ismet özel'i ney'e sezai karakoç'u kös'e sunay akın'ı mandolin'e, cezmi ersöz'ü laterna'ya lale müldür ü de harp e
daha çoktu ama tadımlık olsun diye sunmak istedim..bir de yalçın küçük ü benzetmesi var şair olmayanlar arasında ilginç geldi...fransız armonikasına benzetmiş onu da
Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta