gençken renkli bir cepken sevgilim
çift bıçaklı bir sevinç
unuttum diye bir şarkı
gençken renkli bir cepken sevgilim
önüne çıkan her ata binme
doğudan gelen kimsesiz tekne
ona hüzün demeyi artık öğrendin
ya da kuzeyden gelen çift bıçaklı sevinç
karıştırma daha fazla bu otları
bak öğle güneşi
şapkanı indir
karıştırma sevgi
..........
..........
Kayıt Tarihi : 25.6.2003 10:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık
![Lale Müldür](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/06/25/uzunc-sevgilim-ya-da-nane-otlari.jpg)
Başlıktaki değişik alanlı üç kavram, yine birbirinden bağımsız görünen ilk bölüm dize çağrışımlarının gizilgücü ile adeta serzenişler biçiminde çakışıyor... O soyut bocamala rüyamsılık yaratıyor, bu da netleşmemiş lezzet sezgisiyle ikinci şiirsel lokmayı arama içgüdüsü oluşturuyor.
Cepken bay ve bayan giysisi. Kurtuluş savaşı sırasında efelerde yaygınlık ve ün kazanan bir giysi. Bununla ilgili sevgili tümleştirmesi ilk bölümde iki kez mırıldanılıyor. Kolay farkedilmeyen mahzun bir duruş da yaratıyor bu yineleme.
Çift bıçaklı sevgi zahmet azaltan.. O doğrultuda sezgiler bulunsa da öyle görünmüyor. Yaşanılan günde anlam bulan bir şarkının sonradan anlamını yitirmesi nereye çıkacağı belli olmayan bir yolun başı olabiliyor.
Doğu hüzün, kuzey neşe. Yön ve yolda nane kokusu. Duyulduğundaki mutlu an kokuya olan bağımlılığı belirliyor.. Şiirde batı ve güney kendini arıyor mu? Ya da oralarda da şafak atıyor mu? Doğuya giderek batıyı görüyorsun. Güneş ışığı, göz kamaşması, başlıkta heykel gibi duran, bölüm sonlarında 'bu otlar' seslenişiyle boynu bükükleştiren o otlar.
O teknenin çıkıp gelişi.
Bir düş başkalaşımı.
Uyanık insan düşü.
Alışılan sınırlarını zorladığı için keyifle jimnastik yapıldı şiirle. Bir başka nefasette şiir bu. Başka başka konuşturmaları gibi.
Batı kökenli bir kaç sözcük konukluğu da özenti dışında hak edilmiyor değil.
Esen yel de var serinsi havada fuları suskunluk yaratan. İpliksi. Üç isyan üç gençlik. Ne derse der.
Boş arazide direksiyon rahatlığı. Debriyajı okuyucuda.
spikerin okuduğu anonsa kadar
yürekte sokakta kitapta yenebilmek yalanı
anlamak sevgilim o bir müthiş bahtiyarlık
anlamak gideni ve gelmekte olanı
N. Hikmet Ran
bu şirde ütopik insan makina savaşında insanın galip geleceğine dair, emperyal gücün hakimiyeti süresince gerçek sanatın susması eylemini yenebilmek ve gerçekliğe bir gönderme var. Situasyonist bakışa karçı çıkış anlamında, aslında Lale Müldür'ün bu şiire dolaylı ve dahice bir gönderme yaptığınıda düşündüm ama çok iddalı olurdu dillendirmedim yorumumda.. Nazım Hikmet şiiri de çok katmanlıdır çok çok der
ndir buz dağının altını görebilmeyi gerektirir aslında iyi okumak gerekir. bütün bunlar tartışılabilir tabikide.. benim asıl söylemeye çalıştığım şey rezalet berbat vs demeden evvel (bilgisiz fikir sahibi olma eylemi yani) ya ne diyor ya da anlamaya çalışayım ne yapmışı bir sormak.. en azından susabilmeyi başarmak çok şey mi istiyorum...
TÜM YORUMLAR (33)