İlk defa köyüme uzaktan bakıyordum
Bir yabancı gibi…
Annemın mezarına rüzgâr öyle esiyordu ki
Düşünmemi bıle engelliyordu
İyot tadı alıyordum dudaklarımda…
Ama çok kirlenmiştim
Utanıyordum mezara yaklaşmaya…
Uzaktan ağlıyordum yalnızca
Eminim sesimi duyuyordu annem…
Bir an bir serçenin çalılarda
Suya kanat cırpışı gibi
Mutlu görüyordum kendimi
Ama hemen bir deve kuşu oluyor
Ve gömmek istıyordum yüzümü toprağa
Yaşlı bir martının bır kayalıkta
Denizi derin derin seyretmesi gibi
Dalıyordu gözlerim anneme....
Ve geçiyordu anılar bir bir...
Her yer buz kesiliyordu
Göç zamanıydı artık
Kırlangıçlar misali…
Ne zaman köyümü özlesem
Denize hasret martılar misali
Düşer kanadım...
Rüzgâr düslerimi alıp götürse
Silinir mi anılar
Özlemin kaybolan çaresizliğinde...
Yüzümü gömsem toprağına
Annem!
Okşar mı ellerin yine beni
Bir çınar ağacının gölgesinde...
Nadir Yıldırım
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
*
Duygu kirliliğinin hat safhada olduğu günümüzde kendisinin kirlendiğini düşünerek annesinin mezarına bile yaklaşamayacak kadar etkilenen bir kişinin duyguları...kaleminiz var olsun..tebrikler...+10
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta