Akşamüstünün kızıl Güneş'i hazırlanırken batmaya
Dolanıyorum yine elimde bir şişe şarapla
Belki gece gezerim o bardan şu bara
Hayatımın tatile çıktığı bu haftalarda
Bir başkası olsam bir günlüğüne
Derim kendime, unutsam kendimi bir defa
Onların gözlerinden baksam hayata
Her şey farklı olur muydu acaba?
Şehir bu gece hisli
Ben miyim öyle olan yoksa
Yalpalayarak yürürken geniş sokakta
Duraksadı gözlerim görünce o kadını, karşı kaldırımda
Duru güzelliği yıpranmış
Yüzünde geçmişin izleri
Beyaz teni ve sarı saçları
Nasıl da parlıyordu sönen güneşin altında!
Kafasında kocaman bir fötr şapka
Pembe rujlu dudaklarında uzun bir sigara
Kırmızı topuklu ve kısa etekli siyah elbisesiyle
Yaslanıyordu sırtıyla duvara
Güneşin ışığı bölmüştü ikiye, bedenini ortadan
Esrarlı yüzüyse gölgelere dalmıştı şapkadan
Rimelinin de aktığını fark ettim sonradan
Düşünmeden edemedim kafamdan
Kimi kurban olur
Kimi eder kendini kurban
Ancak o hangisiydi acaba
Neydi akıtan yüzündeki makyajı
Özgürlüğün sorumlulukla evli olduğunu
Unutmuştu belki, ya da hiç anlamamıştı
Gökyüzünde salınarak süzülen martılara baktı
Sigarasından bir tutam daha yandı
Gerçekten cesareti var mıydı acaba
Geçmişinin sorumlusunun sadece
Kendisine ait olduğunu kavramaya
Hatalarından ders çıkarır mıydı bu defa
O gün geldiğinde arınacaktı acılarından
Tüm hasarı hiç yaşanmamış kılacak
Bir deva bulacak, yaşayacaktı hayatını tekrardan
Gözlerini sıkıca kapattı şimdi, düşledi geleceği
Bir başkası olsam, etsem kendimi kurban
Daha iyidir hiç yoktan...
Kafayı takmıştım bir defa, yenik düştüm merakıma
Karşı kaldırıma geçip, yaklaştım yanına
''Nedir derdiniz? Söyleyin isterseniz," dedim ama,
Fısıldadı kararan gökte parlayan yaşlı gözlerle,
''Uzun hikâye...'' dedi kadın, "Uzun hikâye..."
Sonra çekti sigarasından, bir duman daha...
Kayıt Tarihi : 10.4.2021 16:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
What story is that Charlie?
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!