Yükselmiş başın sanki bulutlara değerdi,
Hem ayakların arzın kalbini de delerdi!
Mavi denizin dalgalarında esen yelin,
Götürürdü bizi mutluluklar ülkesinin,
En yüksek bacasına kondurabilmek için...
Uçsuz bucaksız ufuklarında raks ederdi;
Sevinçten, mutluluktan; kuşlar öter, öterdi.
Puslu akşamlarını karanlıklar örterdi!
Dışarı donsa da hep sımsıcaktır evimiz,
Kucak kucak bağrımız ışıldar gözlerimiz,
Pek yumuşaktır efradımıza sözlerimiz...
Dopdolu sokaklar, giden gelen koşuşanlar;
İşte böyle hayat, akıntıya kapılanlar!
Yükte ezilenler, bir köşede garibanlar...
Depremler, önüne alır; süpürür götürür...
Evden, yurttan, her şeyden eder; bazen öldürür!
Korkma, o yine verir, bir gün seni güldürür! ..
Patlamış çekirdeğin, pamuk pamuk atıyor;
Bulgur bulgur akarken, köz dumana katıyor...
Çatırdayan bir sesle ayılıyor insanlar,
Bu nedir? Şuursuzca şaşkın şaşkın kaçanlar!
Evler bir anda harap, köşede ağlaşanlar,
Kaldı enkazda yazık! O sevgili oğlanlar...
Çok soğuk, ısınmıyor; iliklerim çekildi,
Artık sokakta kaldık, yatağımız serildi,
Çaresiz ne yapılır, hüküm böyle verildi! ..”
(17.08.1999 11.30-Adana)
Arif TatarKayıt Tarihi : 17.8.2009 18:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
17 Ağustos 1999 depremi anısına yazılmıştır… Kaybettiklerimizi rahmetle anıyorum… Yine deprem ve acılar!
emeğinize ve yüreğinize sağlık allahım o acıları bir
daha yaşatmaz inşaallah amin ...
TÜM YORUMLAR (16)