Üzülme Küçüğüm
Sen sessiz çığlıklarını çarparken zulmün yüzüne
Yuda hahamlarıyla kol geziyor yeryüzünde
Şarapnel parçaları isyanını kusarken körpelere
Yakup hala ağlamakta kenan ilinde
sen ölümle evcilik oynuyorken cennet bahçende
biliyorum ey çocuk
Saçlarını İsrafil okşuyordu annenin yerine
Sen düşlerini bırakırken oyuncağının gözlerinde
Kaç asır önce Yakub gözlerini kaybetti bilir misin
Kaç ondört asır geçti Zekeriya nın şehadeti üzerinden
Sahi küçüğüm sen hiç gördün mü
Yusufun kuyulardan çıktığını
Ve sen ey çocuk bilir misin
İsa’yı çarmıha gerenleri
Ya da
Yahudilerin kaç peygamberi şehid ettiğini
Bahtı kara umudu mavi küçüğüm
Sen serçe yüreğinle oynuyorken tanklara karşı
Davut seninle beraber taşlamakta Golyatı
Şehadetin miski amber kokusu salarken Aksanın kubbelerine
Yakubun gözlerini açan senin gömleğinin kokusu
Tâbût senin yüreğinde bir alev gibi dururken
Bitmez Siyonistin ölüm korkusu
Ölüm bir daha ölürken gözlerinde
Melekler Kevser içiriyordu şehadetine
Elinde taş ve yüreğinde savaşla, koşuyorken sevgiline
Gözlerimiz kurşun gibi kör ve kalplerimiz hissiz
Vahşet ölüm kusarken
Şimdi onsekizbin alem sessiz
Kaç Ondörtgün, kaç Ondört asır
Kaç Onsekizbinalem
Seni Kudüs ünden bizi senden ayırabilir ki
Sabret, üzülme küçüğüm
Çünkü
Her Firavunun bir Musa’sı,
Her İsrailin bir Filistini var…
Ve
Her zalimin bir belası
Her mazlumun Allahı var.
H.Ali Aydın
11.01.2009
Kayıt Tarihi : 11.1.2009 01:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!