Bir serin yaz akşamı değil sevdiceğim her soğuk kış gecesi düşüyor göğsümün üstüne hasretin ezgileri
İnce ince acımasızca çarpıyor en ince damarım
Ölüme yaklaşmak mı demektir bu
Yoksa yeniden doğmak mı bir boş beşikte
Her yılın Şubat ayı ciğer döker yürek dağlarım
Kalem tutan ellerim üzmez seni
Yüreğimi yarıp delen bakışlar ki
Odur beni bu hale koyan
Kalbim kör olursa lanet gözüm görmez seni
Ağlatır mı seni dilimden dökülen mısralar
Sen söyle ürkütür mü aşk seni ; sevmek seni
Aldanırcasına, kapanırcasına ayaklara
Yitirir mi kuru sözün dilimde varken ısrarlar
Söyle üzme beni kurbanın olayım
Dök içini nedir seni böylesine gamsız yapan
Mehtabım güneşim pencere önü gülüm
Söyle üzme beni sana kurban olayım
Sürgünün olayım gözünden süzülen yaş olayım
Geçmişin değil geleceğin düşün beni
Gidecek gibi değil geleceğim gibi düşün beni
Köşeye atılan değil omzuna yaslanan baş olayım
Taş olayım sabırdan çatlasam da
Seni düşünmek ümittir düştür
Çocuklaşmaktır balon yapmaktır kağıttan
Hayaldir yani ne kadar çabalasam da
Aysız gecelerde kitlenir dilim
Dönüşü kalmamıştır şu puşt gecenin
Lanettir beterdir bastığım toprak
Yürüdüğüm yol sensizdir bilirim
Bir kalp kutuda saklı kalmıştır
Üç hece bir kelime feci acıtır kalbimi
Sensizlik öksüzlük gibi olmuştur bana
Yetimdir düşler konuş bana sahi mi
Gücün yetiyorsa kes şu dilimi
Böldüğün gibi şarkımı
Konuşmam yemin bir daha konuşmam
Bakmam arkama içerime atarım zehrimi
Terkederim şehrimi ve şehrimizi
Gözlerim olur olmaz akmaz belki
Kapanır defter elim kalem tutmaz hale gelir
Olur ya yabancı görürsün bedenlerimizi
Gürültü oldum sana kuru gürültü
Doldum da yağamadım
Benim hiç noktalı cümlem olmadı sana
Hep gül oldun bana hep kuru gül
İçimde bir garip bêdengî
Şairleşti esti bulutun içinden geçti
Semaya açılan bir kapıya doğru
Bilmedi sordu hep bu rezalet nedendi
Şu aşk artık bir bilinmezdir nihandır
Herşeye lanet okuyan şu koca adam
Artık bir cümleye sığar olmuştur
Geçtiğim izler bana artık ne yoldur ne handır
Şiir bitmez kısacık ömüre bir ton cümle sığar
Fasıl sürmeye devam eder saat dönmeye devam
Gecikti biraz sanırsam bu kış
Sensizlik ve geciken kış canımı sıkar
Kağıt gibi kalem gibi
Yazılmaya devam eden dert gibi
Silmek isteyip de silinmeyen biri gibi
Perperişan bir ceviz ağacı gibi ömürüm
Gözünden öpeyim şu sevginin
Adam ediyor cahili
Canını seveyim şu ayrılığın
Mecnun ediyor şairi
Ne zamandır nezanım diye sorsan
Cevap veremem sevdiğim sana
Gözün hüznüme karıştığından beri
Belki en yakını budur çünkü sensiz cevabım bile noksan
Yitik kayıp evim barkım
Korunmasız güvercin gibi
Her elektrik teline konan başıboş
Yoluna herşey hoş sen eksik ben nahoş kırılmış çarkım
İnce ve sivri kalem ucu
Her sen yazdığımda kırılan
Kalp gibi
İsyan gibi selam gibi ateşten yana vurucu
Son gibi başlıyorum her cümleme
Eee alıştım artık böylesine üç noktalara
Sıkılmıştım sevdiğim noktadan
Noktası hazırken bitiremediğim cümlelerime
Şapkası olan harfleri kullanmaya başladım
Sana benzetiyorum ğ'leri
Neyin başına koysam olmuyor
Kimseye benzemiyorsun teksin alfabemde anladım
Soruları işaretleri kullanmıyorum artık
Katıksız inanıyorum bütün cevaplara
Kuşkuymuş şüpheymiş yer yok hiçbirine
Nede olsa birlikte bütün imlaları bi kenara attık
İnandık ya da ben öyle düşündüm
Yani senide ben gibi düşündüm
Bukle bukle düşündüm seni
Bir kurdeleye sarardım diye düşündüm seni
Sarardım yine de düşündüm seni...
Sarardım da yine de düşünürdüm seni...
21.şbt.2023
Umut Deniz 2
Kayıt Tarihi : 21.3.2023 03:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!