Geceyi bekleyen bir gökyüzü var içimde,
her yıldız, senin adını fısıldıyor karanlığa.
Karanlık dediysem, korktuğumdan değil,
sen yoksan, sabah da karanlık bana.
Bir çiçek büyüyor içimde,
sana söyleyemediğim her cümlenin kökünden.
Sen sustuğumda güzelleşiyorsun,
ben sustukça içimde yankılanıyorsun.
Gönlümde bir yol var,
uçsuz bucaksız,
ama sen yürümüyorsan
gidecek yerim kalmıyor artık.
Bak, kalbimi öyle tutuyorum ki ellerimde,
biraz daha sıkarsam
senin adınla parçalanacak.
Biraz daha gevşetsem
düşüp kırılacak.
Sana ait, ama senin değil gibi şimdi.
Üzme sevdiğini.
Sevmek, bir çocuğun ağlamaması için
kendi gözyaşını yutması gibi.
Ben sustum, sen konuş diye.
Ben yandım, sen üşüme diye.
Bazı cümlelerim seni korumak için sustu,
bazı gecelerim seni uyandırmamak için ağlamadı.
Benim sevmem,
sana dokunamadığı zaman bile
yanında olmayı bildi.
Biliyor musun,
insan en çok sevdiğini üzünce sessizleşiyor.
İçine kapanıyor,
gözlerini yere indiriyor,
"Ben bunu nasıl yaptım?" diyor.
Ve bazen çok geç oluyor.
Ama ben geç kalmadım sana.
Belki erken kırıldım,
ama geç sevmedim.
Gidişin benden eksiltti,
ama gelişinle hep tamdım.
Şimdi eksiksem,
bil ki yerin hala içimde dolmadı.
Sakın üzme sevdiğini.
Çünkü o, seni üzmemek için
kendini harcayan kişidir.
Sana dokunamasa bile,
senin için dua eder.
Ağlasa da, gözlerinden gizler.
Senin yükünü taşırken
kendi acısını sessizce çeker.
Ben seni böyle sevdim.
Yıkılmadan,
ama içimde bin kere yıkılarak.
Sana belli etmeden özleyerek.
Ve hala,
bir umutla senin dönüşünü bekleyerek.
Gelsen…
Her şey yeniden olur.
Kırıklar çiçeğe durur,
geceler şafakla barışır.
Yüzünde bir tebessüm yeter bana.
Yeter ki
üzme sevdiğini…
Kayıt Tarihi : 5.6.2025 21:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!