Sen diye başladıysam şiirime
Bilki o “Sen” bende bir bilmece
Başkent kadar bildik,doğduğum
Kent kadar yabancısın şiirime
Günlerin nasıl geçer bilmem
İki ayrı kentler gibiydik
Aramızda ses duvarları vardı
Hayat kısaydı,zordu,duygusaldı
İtiraf edeyim baba
Ben gizlice duvarlardan atlardım
Gülden ve yağmurdan
Uykular örtündüm
Sevgilinin gözlerine meftundum
Omuzlarımda melekler şahit
Yoktu aşkta yalanım
Aşk diyordum ya sevgili
Aşk hissettiğin kadarmış
Tabiatın kanunu iklimler gibi
Ruhum gözlerine hapsolmuş
Gözlerinde ağlayan benim
Kalbimde ağrılar var diyorsun
Kalbinde çarmıha çivilenmiş
Adam benim
Hırcın dalgaların getirdiği
Kırılmış bir denizkabuğum
Cakıl taşların arasında yalnızım
Ağlasam,incinirsin
Lodos fırtınasının kabartığı
Fotoğrafını çektim
Oturduğumuz bankın
Kim önce gelirse
Durduğumuz ağacın
Fotoğrafını çektim
Sabahları uyandığımda sen yoksun
Öğlen bir şekilde vakit geçiyor
Akşamları sensizliğe alışmaya çalışıyorum
Geceler,bende sonlanmamış seni tercüme ediyor
Ben seni özlüyorum
Vaktim yok gitmem gerek
Suları taşmadan nehirlerin
Karlar yolları kapatmadan
Tutunacak dallarım kırılmadan
Sensizlik yağmurlu gecedir
Aşkın iki yani koyu gecedir...
Her bir mevsime göredir ses
Neden sessiz gözlerin
Tüm kalabalıkları terk edince
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!