Üzgün ihtiyar, beyaz saçlarının,
Zayıf günlerinde yok artık bir dayanağı,
Ve köle verilen oğlun, artık yaşlı babasının yanında kalmadığından beri
Evine kapanmış, görmek istemiyorsun kimseyi,
İç karartan bir üzüntü göğsünü parçalıyor, nefes aldırmıyor sana,
Elinle yaptığın, gürgen ağacından iskemlenin üstünde,
Hizmetkarlarına, bizzat dostlarına duyarsızsın,
Alnın yere eğilmiş, gözün kuru, sarı suratın,
Bütün gün sessiz, yuvanda oturup, kalıyorsun,
Ölümü ya da oğlunu beklemektesin.
Zincirlere vurulmuş, yavrusundan ayrılan dişi arslan ,
Yalnız ve ümitsizsin, peki sen ne yapıyorsun o zaman?
Mateme ve inlemeye terkedilmeni anlıyorum;
Öfkeli ellerinin altında çınlıyor göksün,
Ağlayan, solgun matem evi, her yerde dillerde dolaşıyor,
Senin bağırmaların, uzun iç çekişlerin etrafı sarıyor.
Oturanlar uzaktan tanıyor ağlamanı.
“ İşte o diyorlar, acıların kadını!
Tanımayan, seni ölgün, saçı başı dağınık gördüğünde,
Soruyor: “ Neyin var, ey üzgün kadın o halde!”
-Neyi mi var? Ona karşı bütün tanrılar birleşmiş
Ve üzgün kadın oğlunu kaybetmiş!
André Chénier
Çev. Sunar Yazıcıoğlu
Not:
André Chénier, XVIII nci yüzyılda, felsefi çağda, Montesquieu, Voltaire, Rousseau gibi filozofların yanında, o yüzyılda Fransa’da yaşamış tek şairdir. Yunan asıllıdır ve İstanbul-Galata doğumludur. Fransız ihtilali sırasında hapis kalmış ve başı giyotinle kesilerek öldürülmüştür. Eski yunan antik şairleri taklit eder tarzda yazar. Şiirde, ihtiyar bir adamın çocuğunun , tıpkı eski çağlarda olduğu gibi esir edilmek için kaçırıldığı belirsiz şekilde anlaşılmaktadır. André Chénier ayrıca cümle ve dilbilgisi kurallarını da bozan, anlaşılması güç bir şairdir. Şiirleri, o hayattayken yayınlanmamış, ölümünden sonra karaladığı kağıtlar bir araya getirilmiştır.
S.Y.
Kayıt Tarihi : 4.12.2017 10:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!