Hergün ölüm, hergün kan ve gözyaşı,
Kim bilir ne zaman bitecek kardeş savaşı?
Ne yazık ki; ölüm tarlasına döndü ülkem,
yine de ibret almayız bu felaketten?
Hani gök kubede hoş seda bırakılacak,
silahlar susacak, kan akıtılmayacaktı?
Hani anneler yas tutmayacak,
çocuklar yetim bırakılmayacaktı?
Hani kardeşlik şarkısı yankılanacak,
dağlarımız, yaylalarımız şenlenecekti?
Hani düşmanlarımızı çatlatacak,
dostlarımıza bayram sunacaktık?
Peki, nerede kaldı bu söylemler,
neden hayata geçirilmez barışçıl eylemler?
Kur’an hakkı için söyleyin, susmayın!
Rabbimiz değil mi Allah,
Kur’anımız değil mi Kelamullah?
Değil miyiz Muhammed’in ümmeti?
Nerede kaldı mü’minlerin uhuvveti?
Namazda yönelmez miyiz Kâbe’ye
Hiç ellerimiz kalkmaz mı duaya?
Selat-selam getiririz Muhammede
Lakin boğazlarız birbirimizi yine de.
Peki, neden boğazlıyoruz birbirimizi?
Öyle ise; cehennem alevi yakacak hepimizi.
Aklımız dumura mı uğradı yoksa?
Ah, şapkalarımız bir önümüze konulsa.
Kavmiyet uğruna mı bunca kan,
bir inat uğruna mı bunca can?
Dar geliyorsa eğer bize bu vatan,
fakat kurtulamayız yok olmaktan.
Acaba hiç ders alınmaz mı tarihten?
Bırkalım birbirimizi hançerlemekten.
Silahlar sussun, konuşalım birbirimizle
Hep birlikte sonsuza dek yürüyelim elele,
Dostluk köprüsü kurulsun gönülden gönüle.
Değil miyiz asırlarca birbirimizle kardeş?
Son bulsun kaos, üzerimize doğsun güneş.
17.08.2011
Kayıt Tarihi : 17.8.2011 12:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!