Uzak dostlarımızdan gelenlerimiz vardır,
Bizlerin ötesinde onlar Rab kullarıdır…
Bilinenlerden üstün tekâmül geçirmişler,
Zararlı ve zararsız çok ilerlemiş türler…
Silahlanmayla değil Hakla meşgul olmuşlar,
Saldırmış da olsalar farkına varılmazlar…
Ne örf ve adetleri ne de gelenekleri,
Henüz hiç bilmiyoruz tanıdık dengeleri…
Ulemalarımız ki bu hususta konuşmaz,
Saklatılanlarımız hakikatle bağdaşmaz…
Çünkü açıklanamaz seviye algılamaz,
Hakikat net gerçektir, geçilmez ondan vaz…
Enerji yollarını başarmış ve aşmışlar,
Evrenler arasında sınır tanımamışlar…
Değil ışık hızını, aşmışlar enerjiyi,
Adeta melek gibi başarmışlar sevgiyi…
Elimizde deliller sunmayı düşünmeyiz,
İşimize gelmiyor ki kâr edineceğiz…
Nemalanma işidir, MASA’nın düşündüğü,
Ya da inkâr edecek kısacak özgürlüğü…
Tek bir resim sunulsa montajlanıp atılır,
Ardından karantina deliller karartılır…
Çünkü Rab bencil kılmış insan Rab’bi tanımaz,
Rab’biyle muhaliftir doğruluğa yaklaşmaz…
Resim de çekemeyiz bu hususta ilkeliz,
Cesaret aleyhinde hakikatçe de keliz…
Tek uzaylı resmi yok var olanlar hep sahte,
İnsan olduğum için yemin etmiştim ahde…
Gerçekler sunulsa ya bu bencillik de nedir?
Dinse şu kargaşalar kâr mı eksilecektir?
UFO’lu yere konsa fotoğraf çekilemez,
Biz bu kadar aciziz hakikat kabullenilmez…
Orijinal aramam varsa bile hep sahte,
Vesikalarımız ki uymamış hiçbir ahde…
Varsanım üretirse insan ne lânet türmüş,
Rab’be saygısı da yok hakikatinden ürkmüş…
Sahtekârlıklarıyla aldatmalar peşinde,
Nemasına doymuyor işin hep bencilliğinde…
Bu insanın bilimi vesikaları yalan,
Örtbastçı zihniyet daha edecek talan…
Bozuk yapma resimler gerçeği asla tutmaz,
Tanıdık ressamlar mı bu işten pek anlamaz?
Fotoğraf mı çekilmez neden elden çizilir?
Ya da heykeller ile uzaylı resmedilir?
Biz, neden aşağıyız uzaylı hususunda,
Tamamen sahte resim uzaylılar hakkında…
Maliyet mi yüksek de resim elde çizilir?
Merak dahi uyanmaz Hakla da ilgisizdir…
Çünkü taş devrindeyiz teknik kullanamayız,
Teknolojilerimizin çok çok altındayız…
Uzaylı fark eder der, insanlık taş çağında,
Elde fotoğraflar yok bizlerden korkulmakta…
Deliller ertelenmiş ileri asırlara,
Şahsımız da bilgisiz basıyor hasırlara…
Bıkmışım ilkellikten bıkmışım korkaklıktan,
Bıktım sahtekârlıktan bıktım bu örtbaslardan…
Abdülhamit’in bile gerçek posterleri var,
Uzaylı posteri yok seviyeler bu kadar…
Maksat daha mı başka varamıyoruz aşka,
Varsanımlarla dolmuş, bilim dediğin laşka…
“Uzaylı yoktur! ” de ki MASA tam nemalansın,
Mars’a ulaşsa bile gerçeği yalanlasın…
Yoktur, lafların ile kargaşaların sürsün,
Kargaşa içindeyken zevkin sefan da sürsün…
İnkâr peşinde koşan bilimim utanmaz,
Rab’be karşı duyarsız insanlığım arlanmaz…
Sayılmıyoruz bile hakikat için yoğuz,
Gömülmüşüz batıla gerçeklere suskunuz…
Net resimleri sunun kârlarınız eksilmez,
Hakikati yakmayın yararlanalım çok kez…
Tezgâhlamakla bitmez Rab’be de saygı duyun,
Çoğunluk ki sahtekâr gömülmüş ki yokluğun…
Demek ki bir UFO düşse ressamlar çağırılır,
Heykeltıraşlar da dâhil tasarımlar yapılır…
Arkada MASA vardır yorumlayamayacak,
İşine gelmeyenleri makaslayacak…
Yorum hususunda yok çıkarlarla doyacak,
Bizler tepinir iken o tam nemalanacak…
Firavunlar dönemi, in ta o devirlere,
Duvar resimleri var gelmiş ki bu günlere…
Bir de günümüze bak yine aynı zihniyet,
Resim çekilemiyor verdikleri eziyet…
Otopsi raporları karanlık odalarda,
İlkellik her yerlerde cehalet ortamında…
Mars resimlerimiz var yine oturan insan,
Sahte siluetlerle binlerce aldatılan…
Resimler gösterse ya Mars’taki ormanları,
Gölleri, buzulları dolaşan canlıları…
Onları sunamazlar çünkü nema tatlıdır,
MASA’lı oturmakta onlar hep haklıdır…
Ya şu eski fosiller duvar resimlerinde,
UFO ya da uzaylı apaçık her birinde…
Yok edilememişler sızmışlar ortalıkta,
Bencil davranışların kalmamış karanlıkta…
Aydınlıkta çekilse çekilen poz yanar mı?
Uzaylı hususunda yoksa resim yasak mı?
Uzaylı derisinde resme engel şey mi var?
Orijinal resim yok varsa da hep yalanlar…
Yine karanlık resim çok ilkel bir ortamda,
İriyarı adamlar uzaylıyı tutmakta…
Uzaylı bebek kadar çırılçıplak soymuşlar,
İnsanın korkaklığı hiç utanmayacaklar…
Ortada ne sandalyene de konfor oluşmuş,
Ortam yine karanlık tüm ipuçları susmuş…
Misafirperverliğim ancak bu kadar olur,
Ta galaksiden gelme Rab’bin kulu susmuştur…
Uzaylı muhteremi hayvan mı zannetmişler?
Ahır gibi ortamda bir tek resim çekmişler…
Resmin silik olması yine kul bencilliği,
MP düşük ise tekniğin rezilliği…
Stüdyo önerilse uzaylı götürülse,
Net resimler çekilse, üç beş kuruş da gitse…
MASA fondan ayırsa insanlık yararlansa,
Çekilen fotoğraftan ipuçları kapılsa…
Nemalanacaklar ya beş kuruş ayırmazlar,
Doymayan nefisleri doyuramayacaklar…
Misafir uzaylımız mutlaka aç ve susuz,
İnsanlığım çok aciz, üstelik de duygusuz…
Güya adı EBE’ymiş mutlaka uydurulmuş,
Gerçek adı olamaz, güvenceler kaybolmuş…
Yiyemeyeceği şey mutlaka verilmiştir,
Ya da ağır yemekler zorla yedirilmiştir…
Yerler mi yemezler mi bu düşünülmemiştir,
Hayvan sanıldığından bir de ürkütülmüştür…
Ya kobay yapılmıştır deneyler denemekle,
Ya köpek saldırtılmış onu tehdit etmekle…
Tüm usullerimiz bu öldürtmek buna dâhil,
Zaten EBE’miz öldü ki ağırlayan katil…
Keşke bu uzaylılar elimize geçmese,
Bizlerden çok uzakta bizlere görünmese…
Bir zebra sürüsüne sığınsalar daha hoş,
Zebra bizden uygardır hem değillerdir nahoş…
İltifat gösterirler hem koruyabilirler,
Sevgi ya da güvenle UFO’ya döndürürler…
Hem elimizde ölmez ağırlanmış olurlar,
İnsan şerrinden uzak huzura ulaşırlar…
(2001)
Mehmet Tevfik TemiztürkKayıt Tarihi : 28.12.2011 10:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kaynak: GİZLİ BELGELER (TÜMÜ) SiriusUFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi… Kaynağını bilmediğim Anonim Alıntılar, derlemeler, “Çetin Bal’dan edinilmiş bilgiler, vs.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!