Ellerini uzatıp
göğü buruşturdukça, sıktıkça,
biraz nefes damlatsın
yeniden oluşturduğu
daha ferah kendisiyle ama*
şu yeni oluşan çoraklıklara
diye;
delikler belirginleşiyor
üstümüzdeki o görünmez,
üstümüzdeki
örtünün yüzeyinde.
Sıkıştıkça açılan, rahata varan bir akordeon gibi
diziliyor zarafetin yıldız elçileri.
O hayvan postundaki arazlı hiyerarşiden,
o gedikleşmişliklerden;
ışık, çıkıyor.
Çakıyor...
Hastalıklarla sıralanışlar sonra götürür
birbirini
-dilersen eğer.
Bir yağmur yağıyor
en sağanak,
birden.
Kafanı kaldırmak istemeyeceksin,
dolaşıp gideceksin
Tunalı'dan Akay'a ve Akay'dan da Kızılay'a
İlk devirlerde adamlar ne düşünürdü?
Kadınlar, ne düşünürdü?
Neler yaparlardı
ciritinde sessizin...
Bir mağara resmi, taşlar arasına alınan taştan çıkarılan bir kıvılcım;
susmayacak aşık yürekleridir,
kah heykelde kendini hissettiren keski
kah da elektrik telinden uçup
da koşup ulaşan bir cicim.
Teoryal sicim
neresinde ufuktaki çizginin!
Uçarak gel Nexus.
Rüyalarını getir, gerçekleşmeyen,
ve aslında hiç olmamış....
Onlara birlikte bir şekil verelim! ! !
Evet, verelim;
şekil verelim, ki zaman böyle durmaz.
Zamanın ötesi için zaman akmaz.
Küçük cır cır cır, dünyadan işliyor
ve ötesindeki zamanın mekanizmaları geçiriyor harekete.
Zamanın ötesi için zaman akmaz?
Bu dünyada şekil verelim,
ve sonra uğraşımızı alıp bir kenara koyalım
-belki kendi yanımıza,
kollamaya,
korumaya...
Çünkü biz bir yapı dikmedik bahçeler üstüne.
Şeklimizi saklıyalım,
şapka çıkaralım
yıldızların kendi ahenklerine de.
-
geçen 'nexus'; pickard'la kirk'ün aynı anda filmde yer aldığı, star trek generations'taki uzayda serseri uçan şerit.
istediğin her şey gerçekleşebilir içinde, ama aslında gerçek değil.
o tepedeki delikler ve hayvan postları olayları ise asimov'un kitabında okuduğum mağara devirlerine ait bir yazıdan ilhamlandı.
Asimov bazı geceler günler kafa yorup, mağra adamlarının göğe bakarken neler görebildiğine meraklanırmış.
O yazıyı bulup buraya yazabilirim
isteyen olursa ilerde.
*(ama) =sıktıkça+huzra kavuşturdukça:
uzayıp elleri(tutup..) =uzatıp elleri.
Kayıt Tarihi : 23.1.2008 04:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Akın Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/01/23/uzayip-elleri.jpg)
dostlarımın her şiirine 10 veririm.
çok teşekkürler
Kadınlar, ne düşünürdü?
Neler yaparlardı
ciritinde sessizin………….değişmiş midir acaba düşünceler…
Yine düşündüren alıp götüren dizeler….yağmurların değiştiği gibi değişmiştir sanırım …yağmur dediğimizde yine aynı yağmur gibi gözükse de değil…. Tertemiz bir doğadan oluşan buharlaşma ile kimyasal maddelerle bezenmiş doğadan oluşan buharlaşma, değiştirme dimi yağmuru…. ;) organik dediğimiz şeylerin asla organik olamayacağı gibi…… yağmur bu kadar kimyasal maddeyi geri getirirken toprak nasıl değişime uğramazsa …teknolojinin getirdikleri de insanların duygu ve düşüncelerini değişime uğratmıştır ….adları aynı olan duygular …korku…merak…özlem…hasret..hatta aşk …sevgi.ilk devirlerdeki adlara sahip olmakla birlikte….sanırım bayağı bir değişti…. Aslında bu şiir için insanın aklından o kadar çok geçiyorki….
Teşekkürler bu güzel ve değerli paylaşımın için….
TÜM YORUMLAR (5)