“Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gizliliklerini bilir. Allah yaptıklarınızı görendir.” Sûre-î Hucurât, 18’inci Ayet
çocuk uzat saçını o simsiyah dalından
bir devri faziletin hazzı yükselir ancak
babil’in o büyülü asmalarından kalan
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bir türlü ortayı bulamadık gitti! Anlayamadık, anlatamadık, anlaşılamadık.
On yıl irşat görevi yaptım. Ateiste, (Dinime saldırmadıkça) diğerlerine davrandığımdan daha yumuşak, daha sevecen davrandım. Çünkü Peygamberim öyleydi. Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, çizgisini takip ederdi. Emir gelmedikçe ve işaret almadıkça karşı safa geçip savaşmadı. Sadece TEBLİĞ etti. Görevi yalnız TEBLİĞ idi.
Önderimiz O iken, O'nun bile zorlama hakkı yokken, elimizle veya dilimizle zorlamamız uygun olmaz.
Saldırıya uğradıysak, bire bir hakkımız vardır. Hakkımızı almaya kalkmaz, Allah'a havale edersek, on misli alınacaktır. Allah sözüdür.
Burada üç beş kişi birbirimizi sevemez ve birliğimizi muhafaza edemezsek, MİLLİ BİRLİĞİMİZİ nasıl koruyabiliriz!? Kan gövdeyi götürür!..
Tebliğdeki tutumum, önce beni, sonra yolumu sevdirdi ve başarılı oldum. Sevgi zeminini, kavga ve tartışma ile hazırlamadım. Değil kavga, tartışma bile bize yasaktır. Dinimize zarar gelir. Tartışma, birleştirmez, ayırır. Ayetler vardır. Anlaşılamadıysa açıklanır, tartışılmaz.
Tartışmada yüzde yüz kazanmanın tek yolu, tartışmaya girmemektir.
İki Müslümanın birbirine verdiği zararı, kâfir veremiyor! Müslümanın Müslümana; eliyle, diliyle veya başka bir şekilde zarar vermesi yasaktır.
Müslüman kimdir? Allah'a ve Son Peygamberine inandığını söyleyendir. Ona kılıç kalkmaz. Zaten özel meselelerimiz için kimseyi incitmeye hakkımız yoktur. Af ve hoşgörü en güzelidir, çok canımız yandı da hazmedemiyorsak, Allah'a havale eder bırakırız.
Dinimiz, kin ve nefret dini değildir. Umuma açık yerlerde Müslümanların birbirine girmesi, dinimizin güzelliğine leke getirir.
Lütfen artık BARIŞMA yoluna gidin! Şakayla başladı, iş büyüdü! Her iki tarafta da KASIT yok. Solumdaki (O, inkar eder görünür. Münafık değildir. Müslümandır. Ben şahidim.) ŞAKACI, sağımdaki DİNDAR... ikisi de arkadaşım, can dostum!
Şakacı olan zeytin dalı uzattı. Aba altından sopa göstermedi. Yanlış anlaşılmasın. İyi niyetinden eminim. Dindar olan arkadaşım da onu gülle karşılasın ve bu kötü neticelenen şaka, iyiye bağlansın!
Mutluluklar...
Onur BİLGE
Almanya'da içlerinde bizim Temel'in de bulunduğu Türkler, bir tatil günü toplandıkları yerde sohbet ederlerken konu dönüp-dolaşıp en çok hangi ilin muhacir (göçmen) olduğu hususuna gelir.
Birçok kişi kendi hemşerilerinin dünyada daha göçmen olduğunu vurgular.
İş ciddiye binince herkes iddiasını ispat etmek üzere söz alır. Birinci olarak konuşan Artvinli, hemşerilerinin Amerikanın Alaska Eyaletinde birçok safari avına katıldığını söyler.
İkinci olarak söz alan Kayserili hemşerilerinin Japonya da ilk pastırma satışını gerçekleştirdiklerini söyler.
Ardından söz alan Erzurumlu Kanada’nın ve Sibirya’nın kayak merkezlerinde hemşerilerini kayak yaptığını, ardından konuşan Diyarbakırlı dünyanın büyük metropollerinde üç tekerlekli araba ile satış yapanların ya kendi şehirlisi ya da komşu Mardin den olduklarını söyler. Vel hâsıl diğer iddia sahipleri de dünyanın herhangi bir değişik ucunda kendi hemşerilerine rastlandığını söyleyince en son olarak Temel söz alır. Herkes Temel'e söyleyebilecek bir yer kalmadığı imasıyla müstehzi bir tavırla bakarken:
Temel:
-'Apollo'nun şoförlerinden Amerikalı Nail'i tanır misunuz?' diye sorar.
-'Amerikalı Nail'i mi? Kimdir o?'
Temel:
-'Hani tiger iki arkatuasi ile Ay'a kiden Nail?'
-'Haaa. Şuna Neil Amrstrong desene.' derler.
Temel:
-'Evet, Nail Amrsitorink.'
-'Eeee... Ne olmuş Armstrong’a?'
Temel :
-'işte o Ay'a ilk adumuni atar atmaz pir te pakmış ki, pizum Rizelu emice çameye yardım toplayi!'
Bay binbir suratımız şimdi de mağdur yahudiyi oynuyor(!)
Hani yahudi saldırgan hem masum müslümanı döver hem de ;' yetişin beni dövüyorlar!' dermiş ya! Ajanımız ve meşhur provakötürümüz şimdi o oyunu sahneye koydu! Belli mi olur belki bir safdil çıkar da vatandaşa inanıp arka çıkar flan mülahaza-i şeytaniyesi! Adam , ne kadar yüzsüz çıktı be! hayret ki ne hayret! Başka birisi olsa şimdiye kadar ya intihar eder di ya da; yurt dışına çıkıp izini kaybettirirdi! Bazı ergenekon sanıkları ve meşhur hortumcular bu yolu tercih etmişlerdi ya! Ama bunda yüz yok ki yüzü kızara! Adam da pardon nadan da surat surat değil kösele sanki! Şimdi de ayet hadis okuyarak başka iblislikler sergilemeyi ! Bu tarz insan şeytanlarının en son baş vurdukları bir taktiktir! Gayeleri; Dindarlardan bir saftoriğe rastlayıp dini hissiyatını istismar ederek kendine taraftar etmek!
Ey Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz provakötör bozuntusu! Ben sana dün bu konuda çocukların ve sevdiklerin üzerine yemin teklif etmedim mi? Sen ne yaptın? Kıvırdın ve çığırtkanlık yaparak gündem değiştirmek istedin! Teklifim halen geçerlidir! Bu tartıştığımız konular da kim yalan söylüyorsa, Allah'ın Meleklerin, Semeklerin, feleklerin, bütün mahlukatın ve bir buçuk milyar Müslümanın laneti ebediyyen onun üzerine olsun! Hadi yüreğin yetiyorsa ayni sözleri tekrar edip bu lanetlerin yalan söyleyenin üzerine olmasını sen de dile! Bu kullandığın ismin sahte olmadığını ve senin Mehmet Binboğa olmadığını ilan et! Edemiyorsan ki edemezsin, çünkü dinin imanın olmasa da lanetten korkarsın! O zaman tövbe kapısı açıktır git tövbe et ve gel bizlerden özür dile sana haklarımızı helal edelim! Bunu da yapamıyorsan, git kendini Porsuk çayına at! Zira insan olan bir insan bu kadar utançla asla el yüzüne bakamaz, Eskişehir sokaklarına çıkamaz ve acaip durumunu masum öğrencilerine anlatamaz!
Araboğlu! Bizler İslam dinini tercih eden ve onun hadimliğini deruhde hamdolsun! Yıllarca bu sahada iftiharla hizmet etmiş bir ehl-i tevhidiz! Bu gibi meslekler sizlere pek yakışır! Avrupa da tartıştığımız misyonerlerin bazıları Türkiyeli idi yan,i; Türk idi ama vicdanlarını ve imanları üç kuruşa satan zavallılardı! Siz bunu şerefli bir meslek olarak görüyorsanız müracaat edebilrisiniz! size de pek yakışır hani zenci bir papaz! Pardon sen arap'tın değil mi? Arap bir papaz! Acaip yakışır dı sana araboğlu! Hadi mübarek olsun(!)
Kalp kırarak kalp kazanılmaz
İnsanoğlu biraz da doğuştan şanslı olmalı,ifadesi başvurulacağı gün vefat eden paşamızı Selimiye camiinden uğurlarken garip duygular içindeydim.
Ötede de şansı yaver gider umarım.Hayattaki pek çok emekli paşalarımızı da bu vesile ile yakından görmüş oldum.Toprağı bol olsun.
Annesi okuldan dönen Ahmed`e sordu:- Yavrum, dışarıda hava nasıl?Ahmed cevap verdi:- Göremedim anneciğim, çok sis vardı
Manasız şiir yakışıklı ama ruhsuz cesede benzer bana göre.Vesselam.
Bir başkası dedi diye kimse cehenneme gitmez
Bir başkası dedi diye kimse cennete girmez.
Nedir bu öfke üzerine alınma rüzgardan nem kapma anlayamıyorum.Her birey her şahıs kendi yaptıklarından
sorumlu.Ve neticesine katlanacaktır.Vesselam.
Anlayan biri çıksında şiirden vazgeçtim şiirin adının ne manaya geldiğini açıklasın da öğreneyim diye gelip gelip bakıyorum nafile.:(
Bu şiir ile ilgili 71 tane yorum bulunmakta