Uzat ellerini,
Terlemiş ayasından öpeyim
Biliyorum çok zor,
Anlamsız ve bunalmış gözlerle bakma
Çünkü anlamıyorum…
Farkındayım,
Çıkmaz sokaklardasın, bir kapı açamıyorsun
Bataklık gibi seni de içime çekiyorum
Nefes alamıyorsun
Bu nedenle anlamsız ve boş bakıyorsun
Bu yüzden anlamıyorsun beni…
O halde sevgimi
Al senin olsun…
Uzat ellerini,
Diz çöküp, terli ayasından öperken,
Anlatacaklarımı unutup,
Dudaklarım kurumadan konuşmak için
Avuçlarındaki terleri içiyorum.
Biliyorum...
Anlatınca nefes almayacaksın!
O nedenle öncelikle kirli havayı ben içime çekiyorum.
Kirletilmiş denizin ortasında,
Pisliklerimden temizlenecek bir damla su arıyorum
Kefenimi hazırlayıp,
Karşına çıkacağım anı hesaplıyorum…
O halde ruhumu
Al senin olsun…
Uzat ellerini,
Merak etme farkındayım her şeyin
Beni yüce dağlar gibi gördüğünü,
Her ihtiyacın olduğunda,
Yanıma sokulup, sırtını yaslayacağını
Tenimin kokusuna alışarak,
Mutlu olmaya çalışacağını,
Gölgesinde oturacağın çınar ağacı,
Sığınacağın tek…
Evet tek…
Ama…
Sığınamadığının da farkındayım…
O halde bedenimi
Al senin olsun…
Uzat ellerini, tutayım!
Seni çok sevdiğimi, seni senden istediğimi
Sen de biliyorsun.
Ben mi?
Merak etme ne istediğimin farkındayım
Sana zor geliyor belki de…
Bel ki de sırf bu yüzden,
Benim veda etmemi bekliyorsun.
Çünkü sen veda edemiyorsun!
Belki de “hoşça kal” dememi istiyorsun.
Ben de bunu söyleyemeyeceğimi biliyorum.
Çünkü ben seni seviyorum
Uzat ellerini, tut kirli ellerimden
Al canımı,
Al senin olsun…
Mustafa KARAAHMETOĞLU
20.09.2013
Kayıt Tarihi : 21.10.2013 18:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Değerli Dost Ramazan Boran'ın *Al Senin Olsun Şiirine naziredir. Terlesin kelebekler şehri yüzünde, Sarayında Anka’nın beyaz gülleri Öksüz bir çocuğun gümüş kokulu düşleriyim Sofrasında hüzün, ikramında ateş Düşler ocağının aşk meyhanesinde Sönmeye mühürlü, Hârında titreyen külleriyim Varsın...değmesin dağlarıma ''mihriban sultanı güneş'' Hislerime demirlemeyen, Ve asumanın yedi renginde yitip giden Gökkuşağının siyah gözleriyim Aldanırsan esmerliğine, Bir gece vakti, Dokununca ayazın elleri, Gözlerine ölüm gibi düşerim Gece cüppesinden şakağıma umarsızca serpilen Kar desenli yıldızların gülüşleriyim Gel de boğdur dudaklarında Al senin olsun...! Islak satırlar arasında, adsız denizlerin dalgalarında yüzen mahşer Hasreti vurmuş kıyılara Sevda güdümlü nâr çiçeğim Gülmeyi buzullarda unutmuş, izsiz, yaralı bir güneş Issız dağ başıdır serinliğim Üfürdüm tozunu anılarımın Atlasımın deltasına tespih taneleri gibi dağılan Yaşanmamış günlerim Bir zamanlar... Gül iken kül olan sevincim Al senin olsun...! Heybesinde hüzün, Dörtnala koşan mor bir atın yelesinde titreyen ateş böceğim Mermerinde nal sesleri, Kırılan hayallerim Fırtınayla fingirdeşen dudaklarım Gözlerimde dondurulmuş ay ışığına Söyle ben ne diyeceğim Kum saatiyle söyleşirken, Yüzümde karanlık dağların paslı gece uykusunda Eylül bakışlı, Çamur renkli gözlerim Yalnızlık tarlasında gezgin, Harman sarısı İkindiye uzanan gölgelerim... Hücrem şimdi çırılçıplak Antlara, en soylu acılara giydirdiğin gömleğim Al senin olsun...! Ramazan Boran

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!