Uzansam Kırlara Şiiri - Emrah Kurt

Emrah Kurt
261

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Uzansam Kırlara

UZANSAM KIRLARA
"Otlara, böceklere, kuşlara ve çiçeklere dair bir kır macerası" (Pastoral Şiir)

uzansam boylu boyuna
uçsuz bucaksız kırlara
kendimi bıraksam sonra
yemyeşil çayırlar

çiçekli kırlara uzansam
döndükçe otlara dolansam
çekilse altımdan dağ taş
kendimi cennette sansam

çayırlarda takla atsam
çiçek alsam böcek satsam
havaya bir taş fırlatsam
yorulsam yere yatsam

sonra gözümü kapasam
dalsam bir uykuya
epey zaman uyusam
orada doya doya

kırların serinliği
beni içine çekse
gelmez buraya ölüm
bütün bunlar gerçekse

ağaç dallarından
gölgeler düşse yüzüme
biraz gelmesem kendime
kim inanır öldüğüme

uyuşan suratımda
otların izi kalsa
çiçekler mezar olsa
sonra ecel uğrasa
canımı o gün alsa

tam uykumun ortasında
yüzüme konsa sinekler
başımı çevirdikçe
burnuma dokunsa çiçekler

kelebekler konsa başıma
tırtıllar yürüse kaşıma
korku içinde uyanıpda
şaşırsam telaşıma

sonra kalksam yerimden
ağzımda elim esnesem
bir nara atsam derinden
oynasa dağ taş yerinden

uyansam sersem sersem
çiçekler içinde yürüsem
bağlasa otlar beni
orada kalsam çürüsem

rüzgarlar esse birden
götürse beni benden
yağmur yağsa üzerimden
su içsem ellerinden

saçımı dağıtsa rüzgar
yine toplarım ne çıkar
etrafımda biten otlar
vücuduma olsa mezar

nasıl geçiririz günleri
her mevsim böyle olsa
gömleğimden içeri
rüzgar bağrıma dolsa

deli rüzgarlar esse
dalgalansa çayır çimen
sonra hızını kesse
dursa çayır dursa çimen

üstüme ağlasa bulutlar
sırtıma yapışsa gömleğim
ıslanmışım hiç dert değil
nasıl olsa öleceğim

yaslansam ağaçlara
şarkılar söylesem kuşlara
halime gülse kargalar
sesimi duyursam dağlara

esen yelden serinse
bulutlar yere inse
kollarımı atsam içine
bütün yangınım dinse

güneş altında yansam
sıcaklığıyla kavrulsam
soğuk bir göze bulsam
doya doya içip kansam

dere suları aksa yanımdan
ayaklarımı koysam içine
çağıltısını hiç duymasam
o kadar dalsam ki sesine

bir taşa versem belimi
başıma götürsem elimi
unutsam tüm dertlerimi
rüyada sansam kendimi

turnalar geçse önümden
onları seyretsem bir ara
canlansa bütün anılar
karşımda güzelse manzara

karıncalar çıksa elime
birisi durmadan dişlese
bir örümcek az ilerde
kendi ağını işlese

ağzıma bir ot çöpü alsam
dişlerimi karıştırsam
iki tane böcek bulsam
hakem olsam yarıştırsam

gözüme bir sinek kaçsa
uzun süre oyalansam
etrafımda güller açsa
bende yeşile boyansam

ellerimle toplasam
rengarenk çiçekleri
hiç bıkmadan koklasam
yanağımdaki gülleri

kuşlar gözümün önünde
zig zak çizse hiç durmadan
bende uçsam gökyüzünde
hayallere başvurmadan

bıraksam kırlara kendimi
kuru otlar sırtımı delse
ecel yanıma geldi mi
bugün gidip yarın gelse

farkında olmadan hani
gelincik toplasa ellerim
kıyamet mi kopar yani
burada geçse senelerim

vakit dönse olsa akşam
gülleri son kez okşasam
burda ise böyle yaşam
gitgide burda uzaklaşsam

kalksam yattığım yerden
çiçekler elime değse
üzülseler gitmem
güller boynunu eğse
yalvarsalar dönmeme
ben de üzülsem gitmeme
bir sebep yok gitmememe

gözüm güneşe takılsa
henüz batmakta olan
sonra canım sıkılsa
çekip gitsem buradan
✒ Emrah İslam Kurt
22 Mayıs 1998 Cuma (17:15) Ş.K.Hisar

Emrah Kurt
Kayıt Tarihi : 12.6.2022 12:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!