UZANSAM KIRLARA
"Otlara, böceklere, kuşlara ve çiçeklere dair bir kır macerası" (Pastoral Şiir)
uzansam boylu boyuna
uçsuz bucaksız kırlara
kendimi bıraksam sonra
yemyeşil çayırlar
çiçekli kırlara uzansam
döndükçe otlara dolansam
çekilse altımdan dağ taş
kendimi cennette sansam
çayırlarda takla atsam
çiçek alsam böcek satsam
havaya bir taş fırlatsam
yorulsam yere yatsam
sonra gözümü kapasam
dalsam bir uykuya
epey zaman uyusam
orada doya doya
kırların serinliği
beni içine çekse
gelmez buraya ölüm
bütün bunlar gerçekse
ağaç dallarından
gölgeler düşse yüzüme
biraz gelmesem kendime
kim inanır öldüğüme
uyuşan suratımda
otların izi kalsa
çiçekler mezar olsa
sonra ecel uğrasa
canımı o gün alsa
tam uykumun ortasında
yüzüme konsa sinekler
başımı çevirdikçe
burnuma dokunsa çiçekler
kelebekler konsa başıma
tırtıllar yürüse kaşıma
korku içinde uyanıpda
şaşırsam telaşıma
sonra kalksam yerimden
ağzımda elim esnesem
bir nara atsam derinden
oynasa dağ taş yerinden
uyansam sersem sersem
çiçekler içinde yürüsem
bağlasa otlar beni
orada kalsam çürüsem
rüzgarlar esse birden
götürse beni benden
yağmur yağsa üzerimden
su içsem ellerinden
saçımı dağıtsa rüzgar
yine toplarım ne çıkar
etrafımda biten otlar
vücuduma olsa mezar
nasıl geçiririz günleri
her mevsim böyle olsa
gömleğimden içeri
rüzgar bağrıma dolsa
deli rüzgarlar esse
dalgalansa çayır çimen
sonra hızını kesse
dursa çayır dursa çimen
üstüme ağlasa bulutlar
sırtıma yapışsa gömleğim
ıslanmışım hiç dert değil
nasıl olsa öleceğim
yaslansam ağaçlara
şarkılar söylesem kuşlara
halime gülse kargalar
sesimi duyursam dağlara
esen yelden serinse
bulutlar yere inse
kollarımı atsam içine
bütün yangınım dinse
güneş altında yansam
sıcaklığıyla kavrulsam
soğuk bir göze bulsam
doya doya içip kansam
dere suları aksa yanımdan
ayaklarımı koysam içine
çağıltısını hiç duymasam
o kadar dalsam ki sesine
bir taşa versem belimi
başıma götürsem elimi
unutsam tüm dertlerimi
rüyada sansam kendimi
turnalar geçse önümden
onları seyretsem bir ara
canlansa bütün anılar
karşımda güzelse manzara
karıncalar çıksa elime
birisi durmadan dişlese
bir örümcek az ilerde
kendi ağını işlese
ağzıma bir ot çöpü alsam
dişlerimi karıştırsam
iki tane böcek bulsam
hakem olsam yarıştırsam
gözüme bir sinek kaçsa
uzun süre oyalansam
etrafımda güller açsa
bende yeşile boyansam
ellerimle toplasam
rengarenk çiçekleri
hiç bıkmadan koklasam
yanağımdaki gülleri
kuşlar gözümün önünde
zig zak çizse hiç durmadan
bende uçsam gökyüzünde
hayallere başvurmadan
bıraksam kırlara kendimi
kuru otlar sırtımı delse
ecel yanıma geldi mi
bugün gidip yarın gelse
farkında olmadan hani
gelincik toplasa ellerim
kıyamet mi kopar yani
burada geçse senelerim
vakit dönse olsa akşam
gülleri son kez okşasam
burda ise böyle yaşam
gitgide burda uzaklaşsam
kalksam yattığım yerden
çiçekler elime değse
üzülseler gitmem
güller boynunu eğse
yalvarsalar dönmeme
ben de üzülsem gitmeme
bir sebep yok gitmememe
gözüm güneşe takılsa
henüz batmakta olan
sonra canım sıkılsa
çekip gitsem buradan
✒ Emrah İslam Kurt
22 Mayıs 1998 Cuma (17:15) Ş.K.Hisar
Kayıt Tarihi : 12.6.2022 12:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!