Şaçlarımı ıslatan yağmur bana sonsuz bir yaşama hakkı verecekti
Ve ben de dünyaya sarmalandıktan sonra
diğerleri gibi bunu düşündüm
Birilerinin hayatındaki iyi adam olma çabasının yanılgılarla sarmalanmış neferliğini
soframa kurulmuş güz bahçesini
aylak serseriliği ve estetik posterleri
nereye dikildiysem ve nereye daldıysa düşüncelerim
Ben yoktum
Oradaydı çocukluğum
Kaybetmek için yaşamak yeterliymiş
Yaşadım ve manâ aradım ölüme ve evveline
Gırtlağımda düğümlenen söylenmemiş sözcükler
aktı gözlerimden
yaktı genzimi
Uzun uzun baktığım ayna seanslarından sonra
dolunay her gece avcuma düşecekti
Zaman kırıştırmadan annemin ellerini
itfaiyeler takvimler yakacaktı
Çocuktum ceplerimden yanılgılar çıkardım
Uzaklaşınca insan
Cografyası aksak ve mührü ağzında
Ve bende gasp bitmeden burnumuzun dibinde
ve ölmeden kişi henüz çocukluğu bilmeden
Bunu hiç düşünmedim
Bu koku ne lavantanın ne toprağa düşen yağmurun kokusudur
Ölmeden önce bunu öğrenmek bahşedildi kişiye
İdrak etmeden önce çocuktum
Elimde uçurtmam
uçurtmamın ucunda umudum
Marşları sayıklamak ve bağımsızlık şarķıları söylemek yetmemiş
Yarım Anadolu'da çocuk olmanın beklenmedik uğultusunda
nereye saklandıysam ve nerede dayandıysa alnıma namlu
çocuktum
Kayıt Tarihi : 25.9.2024 21:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!